Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 21 Kasım’daki toplantısına ilişkin yayımlanan özet, küresel ekonominin ve Türkiye’nin ekonomik görünümüne dair önemli değerlendirmeleri içeriyor. Özet, küresel enflasyondaki düşüşün devam ettiğini ve Türkiye’nin ekonomik dinamiklerinde bazı önemli gelişmeleri vurguluyor. Ayrıca, küresel enflasyonun seyri, hizmet sektöründeki enflasyon katılığının zayıflaması gibi faktörler, Türkiye’nin iç ekonomik dengelerini etkiliyor.
Küresel Enflasyonun Durumu ve Türkiye’ye Etkisi
Özette, küresel enflasyondaki düşüşün sürdüğü, ancak hizmet sektöründeki enflasyon katılığının, enflasyon üzerinde yukarı yönlü riskler oluşturduğu ifade ediliyor. Küresel enflasyonun genel olarak zayıfladığı belirtilse de, hizmet sektöründeki maliyet baskıları ve katı fiyatlar, enflasyonun yeniden yükselmesine neden olabilecek potansiyel bir risk olarak öne çıkıyor. Ancak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde faiz indirim süreçlerinin devam etmesiyle birlikte, merkez bankalarının temkinli politikalar izleyerek enflasyonun olumsuz etkilerini dengelemeye çalıştığı vurgulanıyor.
Küresel Ekonomik Büyüme ve Türkiye'nin Durumu
Küresel ekonomik büyüme, 2024 yılı için sınırlı bir artışla bekleniyor. Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılmış küresel büyüme endeksi, 2024 yılı için yüzde 2 oranında bir artış öngörüyor. Ancak, küresel ekonomik faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceği ve gelişmiş ülkelerin büyüme hızlarının farklılık gösterdiği belirtiliyor. Özellikle ABD ekonomisinin, diğer gelişmiş ekonomilerden daha hızlı bir büyüme eğiliminde olduğu, küresel talep görünümünün ve jeopolitik risklerin emtia fiyatlarını dalgalandırdığı kaydedildi.
İç Ekonomideki Gelişmeler
Türkiye ekonomisindeki gelişmelere dair yapılan değerlendirmelere göre, iç talepte bir miktar yavaşlama görülüyor. Özetle, otomobil ve beyaz eşya satışlarının azalması, iç talepteki kademeli yavaşlamayı işaret ediyor. Ancak, eylül ayında sanayi üretimi, ağustosta yaşanan daralmayı büyük ölçüde telafi etti. Eylül ayında sanayi üretim endeksi, aylık bazda yüzde 1,6 artarken, yıllık bazda yüzde 2,4 gerileyerek büyümeye devam etti. Sanayi üretiminin ana eğilimi ise hâlâ zayıf seyrediyor. İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranı, dördüncü çeyrekte çeyreklik bazda düşüş gösterdi.
İstihdam tarafında ise, mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılım oranı sınırlı bir artış gösterdi ve işsizlik oranı yüzde 8,7 olarak kaydedildi. Bu gelişmeler, iç talebin zayıf kaldığı ve iş gücü piyasasında hala iyileşme sağlanamadığı bir dönemi işaret ediyor.
Faiz Oranları ve Krediler
Türkiye’de faiz oranlarındaki seyrin de dikkatle izlendiği belirtiliyor. TCMB’nin özetine göre, TL mevduat faizleri, 15 Kasım haftası itibarıyla yüzde 56 seviyesinde kalırken, ticari kredi faizlerinde önemli bir azalma yaşandı. TL ticari kredi faizleri, 382 baz puanlık bir düşüşle yüzde 52,7 seviyesine inerken, konut kredisi faizleri de 53 baz puan azalarak yüzde 40,9 seviyesine geriledi. Bu faiz indirimlerinin, tüketici kredileri ve ticari kredilerdeki artışı desteklediği ifade ediliyor.
Dış Ticaret ve Cari Denge
PPK toplantı özeti, Türkiye’nin dış ticaret verileri ve cari dengeye de değiniyor. Eylül ayında cari işlemler dengesinin 3 milyar dolar fazla verdiği belirtiliyor. Türkiye’nin 12 aylık birikimli cari açığı, seyahat gelirlerinin katkısıyla 9,7 milyar dolara gerileyerek önemli bir iyileşme gösterdi. Özellikle enerji dışı dış ticaret açığında ve altın ithalatında gözlemlenen düşüşler, cari dengeyi olumlu etkiledi.
Bununla birlikte, dış ticaretin geleceğiyle ilgili de bazı işaretler bulunuyor. Ekim ayında ihracatta sınırlı bir azalış, ithalatta ise artış yaşandığı belirtiliyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam edeceği beklentisini destekliyor.
Piyasalara Yansımalar
Son olarak, Türkiye’nin finansal piyasalarındaki gelişmelere de yer verildi. DİBS piyasasına 2,35 milyar dolar net portföy girişi gerçekleştiği, hisse senedi piyasasında ise 0,21 milyar dolar çıkış yaşandığı bildiriliyor. Bu dönemde, TL mevduat payındaki artış ve Türk lirası bazlı portföy girişleri, Türkiye’nin finansal istikrarını güçlendiren bir faktör olarak değerlendiriliyor.
TCMB'nin Para Politikası Kurulu'nun 21 Kasım tarihli toplantısına dair özet, küresel ekonomik görünüm, iç talep dinamikleri, faiz oranları ve cari denge gibi önemli unsurlar üzerinden Türkiye'nin ekonomik seyrine dair önemli ipuçları sunuyor. Küresel enflasyondaki düşüş devam ederken, iç talepteki yavaşlama ve ekonomik büyümedeki sınırlı iyileşme, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin zorlu bir süreçten geçebileceğine işaret ediyor. Ancak, faiz indirimlerinin desteklediği kredi büyümesi ve dış ticaret dengesi ile ilgili olumlu gelişmeler, ekonominin toparlanma potansiyelini artırıyor.