Türkiye'nin zengin mutfak kültürünü ve yerel değerlerini dünya çapında tanıtmak amacıyla yürütülen coğrafi işaret projeleri, hem üreticilere hem de ülke ekonomisine büyük katkılar sağlıyor. Metro Türkiye Meyve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan, coğrafi işaret tescilli ürünlerin artan talep gördüğünü belirterek, 2019-2023 yılları arasında 40 bin ton ürünü 36 milyon avrodan fazla bedelle ihraç ettiklerini açıkladı.
Coğrafi İşaret Nedir ve Neden Önemlidir?
Coğrafi işaret, bir ürünün belirli niteliklere sahip olduğunu, üretiminde geleneksel yöntemlerin kullanıldığını veya kökenine bağlı olarak ün kazandığını belgeleyen bir tescil yöntemi olarak dikkat çekiyor. Türkiye'de gastronomi turizmini güçlendiren ve ihracatta avantaj sağlayan coğrafi işaretler, kırsal kalkınmanın desteklenmesi ve yerel ürünlerin ekonomik değerinin artırılması açısından stratejik bir araç olarak görülüyor.
Türkiye'de bugüne kadar 1658 ürün coğrafi işaret tescili alırken, 614 ürünün tescil süreci devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) tarafından tescillenen Türk ürünlerinin sayısı ise Manisa mesir macununun eklenmesiyle 28'e ulaştı. AB'de toplam 1823 coğrafi işaret tescili bulunuyor.
Metro Türkiye’nin Coğrafi İşaret Projesi
Metro Türkiye, 2012 yılında başlattığı coğrafi işaretli ürünler projesiyle yerel değerlerin korunmasını, ulusal ve küresel çapta tanıtılmasını hedefliyor. Proje kapsamında yerel üreticilere destek sağlanarak ürünlerin sürdürülebilir şekilde üretilmesi ve mutfaklarda daha fazla yer alması için çalışmalar yürütülüyor.
Birol Uluşan, projeyi "üreticiye ve ürüne destek", "yeme içme sektörü ve şeflere destek" ve "kamuoyunda farkındalık yaratmak" olmak üzere üç ana başlıkta ele aldıklarını belirtti. Uluşan, kırsal bölgelerde kooperatiflerle iş birliği yaparak, kadın girişimcilere ve küçük üreticilere destek sağladıklarını vurguladı.
Üreticilere Destek ve Eğitim
Metro Türkiye, proje kapsamında köylerde üreticilerle bir araya gelerek verimliliği artırmak, doğal yöntemleri teşvik etmek ve ürün sürdürülebilirliğini sağlamak için eğitimler düzenliyor. Coğrafi işaret tescili başvuru süreçlerinde üreticilere rehberlik ettiklerini ifade eden Uluşan, yüzde 100 alım garantisi vererek üreticilerin ekonomik gücünü artırmayı hedeflediklerini söyledi. Örneğin, Mersin kan portakalı gibi ürünlerin yeniden değer kazandığını ve üretim alanlarının genişletildiğini belirtti.
Şefler ve Tüketiciler İçin Farkındalık Çalışmaları
Projenin bir diğer önemli ayağı ise şeflerin coğrafi işaretli ürünleri menülerine taşımasını teşvik etmek. Uluşan, şeflerin menülerinde coğrafi işaret tescilli ürünleri adlarıyla kullanmalarının hem tüketicide farkındalık yaratacağını hem de Türk mutfağının zenginliğini yansıtabileceğini ifade etti. Bu amaçla, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yaparak mesleki ve teknik liselerin müfredatına coğrafi işaretli ürünler konusunu eklediklerini ve genç yaşta farkındalık oluşturduklarını belirtti.
İhracat ve Gelecek Hedefleri
Metro Türkiye, coğrafi işaretli ürünleri sadece Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da tanıtıyor. Uluşan, 2019-2023 yılları arasında 40 bin ton ürünü ihraç ettiklerini ve bu ürünlerin 36 milyon avrodan fazla gelir sağladığını belirtti. Hedeflerinin, bu rakamı her yıl artırarak daha fazla yerel ürünü dünya mutfağıyla buluşturmak olduğunu vurguladı.
“Yerelin İzinde” Projesi ile Yerel Değerlere Vurgu
Metro Türkiye’nin "Yerelin İzinde" projesi, yerel değerlere sahip çıkmak ve coğrafi işaretli ürünlerin gastronomi dünyasında daha fazla tanınmasını sağlamak amacıyla devam ediyor. Proje kapsamında yeni ürünler, yeni bölgeler ve şeflere ilham veren özel tarifler üzerinde çalışılıyor. Uluşan, bu çalışmalarla Türk mutfağının uluslararası alanda hak ettiği yere ulaşacağına inandıklarını ifade etti.
Coğrafi İşaretler Ekonomik ve Kültürel Zenginlik Sağlıyor
Türkiye'nin sahip olduğu 3 bine yakın tescil potansiyeliyle coğrafi işaretli ürünler, ülkenin gastronomi turizmi ve kırsal kalkınma stratejilerinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Metro Türkiye gibi projelere öncülük eden kurumlar, yerel değerleri dünya mutfağına taşıyarak hem üreticilere hem de ülke ekonomisine katma değer sağlıyor.