Sağlıkta yapay zekâ (YZ) uygulamaları, küresel çapta hızla büyüyen bir sektör haline gelirken, Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli dikkat çekiyor. Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayıp Birinci, Liv Hospital tarafından düzenlenen "Hospital Manager Çalıştayları"nda yaptığı açıklamada, 2030 yılı itibarıyla sağlıkta yapay zekâ pazar büyüklüğünün 200 milyar doları aşacağını belirtti. Birinci, Türkiye’nin bu pazarda söz sahibi olabilecek en güçlü ülkelerden biri olduğunun altını çizdi.
İstanbul'da İstinye Üniversitesi Vadi Kampüs Ana Yerleşke Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Birinci, sağlık sektöründe dijitalleşmenin ve yapay zekânın getireceği yenilikleri ele aldıklarını söyledi. Türkiye’nin sağlık alanındaki dijitalleşme sürecine dikkat çeken Birinci, sağlık verilerinin sayısallaştırılması konusunda ülkenin dünya çapında öncü konumda olduğunu belirtti.
Türkiye, Dijital Sağlıkta Öncü Ülkeler Arasında
Türkiye’nin bireysel sağlık verisi toplama konusunda önemli bir avantaja sahip olduğunu vurgulayan Birinci, sağlık sistemine dair geniş kapsamlı verilerin uzun yıllardır kayıt altına alındığını ifade etti. Birçok ülkenin henüz bu sürece yeni başladığını belirterek, Türkiye’nin bu konuda Avrupa’daki birçok ülkenin önünde olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin en büyük avantajı, geleceğe yönelik öngörülebilir sağlık uygulamaları geliştirme yeteneğidir" diyen Birinci, sanal ikizlik, sanal asistanlar ve Agent AI (yapay zekâ ajanları) gibi yenilikçi uygulamaların geliştirilmesinde büyük fırsatlara sahip olunduğunu vurguladı. Yapay zekâ destekli sistemlerin, bireylerin sağlıklarını yönetmelerini kolaylaştıracağını ve doktorların hastalara yaklaşımını daha etkili hale getireceğini belirtti.
Ayrıca, Türkiye’de hastanelerin hasta yoğunluğu açısından Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha yüksek rakamlara ulaştığını belirten Birinci, bazı ülkelerin toplam nüfuslarının, Türkiye’deki bir hastanenin altı ayda baktığı hasta sayısından bile daha az olduğuna dikkat çekti.
Sağlıkta Yapay Zekâ Her Yıl %40 Büyüyor
Sağlık ve yapay zekâ sektörünün her yıl yaklaşık %40 büyüme gösterdiğini belirten Birinci, Türkiye'nin dijital sağlık alanında hızını kaybetmemesi gerektiğini vurguladı. Verinin sayısallaştırılmasının, doğru ve güvenilir sağlık hizmetleri sunmak için kritik bir unsur olduğunu belirten Birinci, Türkiye’nin bu konuda dünyanın en iyi ülkeleri arasında yer aldığını söyledi.
"Şu ana kadar büyük bir dijital felaket yaşamadık ve bu durum dünya genelinde büyük bir takdir topluyor. Türkiye'nin geliştirdiği birçok dijital sağlık uygulaması, uluslararası alanda 'best practice' (en iyi uygulama) olarak gösteriliyor" diyen Birinci, dünya çapında şampiyon olmuş sağlık sistemlerine sahip olduklarını ifade etti.
Dijitalleşme Sürecinde Etik İlkelere Dikkat Çekildi
Konuşmasında etik ilkelerin ihlal edilmemesi gerektiğine özellikle vurgu yapan Birinci, "Bu sistemlerin yanlış öğrenilmesine fırsat vermemeli, sağlık verilerinin doğru bir şekilde kayıt altına alınmasını sağlamalıyız" dedi. Dijitalleşme ekosisteminin Türkiye’de güçlü bir şekilde desteklendiğini belirten Birinci, sağlık sektöründe çalışan yöneticilerin ve siyaset kurumlarının da sürece önemli katkılar sunduğunu ifade etti.
E-Devlet sisteminin yaygınlaştırılmasının, sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdığını belirten Birinci, bu tür dijital dönüşümlerin ancak tüm paydaşların iş birliğiyle mümkün olacağını söyledi. "Dijitalleşmeyi yalnızca bir teknoloji meselesi olarak değil, toplumun ihtiyaçlarını karşılayan bir sistem olarak ele almak çok önemli. Türkiye olarak bunu başarmış durumdayız ve bu başarıyı sürdürmek istiyoruz." diyerek konuşmasını tamamladı.
Türkiye Sağlık Teknolojilerinde Lider Olabilir
Sağlıkta yapay zekânın, teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırarak hastalar için daha iyi sonuçlar doğuracağına işaret eden Birinci, Türkiye’nin mevcut dijital sağlık altyapısıyla küresel pazarda söz sahibi olabilecek ülkelerden biri olduğunu belirtti. 2030’a kadar 200 milyar doları aşması beklenen küresel sağlık yapay zekâ pazarında, Türkiye’nin rekabet gücünü artırarak öne çıkması hedefleniyor.
Gelecek yıllarda dijital sağlık ekosisteminin daha da gelişmesiyle birlikte, Türkiye'nin hem iç piyasada hem de uluslararası alanda sağlık teknolojileri alanında lider konuma gelmesi mümkün görünüyor.
