Hong Kong yönetimi, ABD’nin getirdiği yeni gümrük tarifelerine karşı Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) resmi şikayette bulunacağını açıkladı. ABD’nin, şehrin uluslararası ticaretteki özel statüsünü göz ardı ettiğini belirten Hong Kong yönetimi, söz konusu tarifelerin küresel ticaret kurallarına aykırı olduğunu savunuyor.
ABD'nin Tarife Kararına Tepki
Hong Kong Özel İdari Bölgesi Genel Sekreteri Eric Chan, Salı günü düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin son dönemde Hong Kong’a yönelik gümrük vergilerini artıran düzenlemelerinin, şehrin DTÖ kurallarına uygun olarak belirlenmiş ayrı bir gümrük bölgesi statüsünü ihlal ettiğini söyledi.
Chan, "Bu uygulama, Dünya Ticaret Örgütü'nün kurallarıyla kesinlikle tutarsızdır. Hong Kong'un ayrı bir gümrük bölgesi olduğunu tamamen göz ardı ettiler. Bu nedenle DTÖ nezdinde haklarımızı savunacağız ve resmi bir şikayette bulunacağız." ifadelerini kullandı. Ancak Chan, Hong Kong yönetiminin şikayet sürecine ilişkin detaylı bilgi vermekten kaçındı.
ABD’nin yeni ticaret politikaları kapsamında, Hong Kong’un ticari statüsünü Çin ile eşdeğer tutarak, Hong Kong menşeli ürünlere Çin menşeli muamelesi yapması, Hong Konglu yetkililerin tepkisini çekti. Hong Kong yönetimi, bu düzenlemenin hem hukuki hem de ekonomik açıdan zarar verici olduğunu savunuyor.
Posta ve Lojistik Krizi
Son dönemde ABD Posta Servisi’nin, Çin ve Hong Kong’dan gelen tüm posta ve paket gönderilerini askıya alması, bu gerilimi daha da artırdı. Washington, daha sonra bu karardan geri adım atsa da, lojistik sektörü ve perakende şirketleri arasında büyük bir belirsizlik yarattı.
ABD yönetimi, özellikle fentanil ve türevlerinin ülkeye girişini engelleme gerekçesiyle ticaret politikalarını sıkılaştırdığını öne sürüyor. ABD’nin aldığı yeni önlemler kapsamında, değeri 800 doların altında olan ve Hong Kong’dan gönderilen küçük paketlerin gümrük vergisinden muaf tutulması uygulaması da sonlandırıldı. Bu da Hong Kong merkezli küçük ve orta ölçekli işletmelerin ABD pazarındaki rekabet gücünü önemli ölçüde azalttı.
Hong Kong’un Küresel Ticaretteki Statüsü Tehdit Altında mı?
Hong Kong, tarihsel olarak serbest piyasa ekonomisi ve açık ticaret politikalarıyla bilinen bir finans ve lojistik merkezi olmuştur. Ancak, Çin’in 2020 yılında bölgeye ulusal güvenlik yasası dayatması, Batılı ülkeler tarafından büyük tepkiyle karşılandı. ABD, bu gelişme sonrası, Hong Kong’un ticarette ayrıcalıklı statüsünü kaldırarak, şehri Çin ile aynı kategoride değerlendirmeye başladı.
ABD’nin aldığı kararlarla, Hong Kong’dan ihraç edilen ürünlerin "Made in China" etiketi taşıması zorunlu hale getirildi. Bu değişiklik, Hong Kong’un uluslararası ticarette uzun yıllardır sahip olduğu bağımsız kimliğini ve avantajlarını zayıflattı.
Hong Kong yönetimi, bu düzenlemelerin şehre ekonomik zarar verdiğini ve uluslararası ticaret ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, DTÖ’nün devreye girerek adil bir karar almasını talep edeceğini açıkladı. Ancak, DTÖ'nün ABD gibi büyük bir ekonomiye karşı nasıl bir karar alacağı merak konusu.
Çin-ABD Gerilimi ve Hong Kong’un Geleceği
ABD ile Çin arasındaki ekonomik ve politik gerilim, son yıllarda sürekli olarak tırmanıyor. Hong Kong, bu çekişmenin tam ortasında kalan bir bölge olarak, hem Çin’in ekonomik ve siyasi etkisi altında hem de Batı ile olan geleneksel ticari bağlarını koruma mücadelesi veriyor.
ABD’nin ticaret politikalarındaki sert değişimler, Hong Kong'un küresel ticaret merkezi olma statüsünü doğrudan tehdit ederken, Hong Kong yönetimi DTÖ aracılığıyla uluslararası ticaret hukukunu savunmaya çalışıyor. Ancak, DTÖ sürecinin uzun sürebileceği ve ABD’nin Hong Kong üzerindeki baskısının devam edebileceği belirtiliyor.
Önümüzdeki dönemde, DTÖ’nün bu konuda nasıl bir karar vereceği ve Hong Kong’un uluslararası ticaretteki statüsünün nasıl şekilleneceği büyük bir merak konusu olmaya devam edecek.