Yeni haftanın ilk işlem gününde Borsa İstanbul’da dengeli ve temkinli bir hava hâkim. BIST 100 endeksi, haftaya önceki kapanışa yakın bir seviyeden — yaklaşık 9.120 puan civarından — yatay bir açılışla başladı. Yatırımcılar, hem küresel piyasalarda yaşanan belirsizlikleri hem de iç ekonomik göstergelerdeki gelişmeleri dikkatle izliyor. Hafta başındaki yatay görünümün temel nedeni, yatırımcıların temkinli pozisyon alması. Küresel tarafta ABD ve Avrupa merkez bankalarının faiz kararları öncesi piyasalar “bekle-gör” stratejisiyle hareket ediyor. Doların güçlü seyri, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar ve jeopolitik riskler yatırımcı davranışlarını doğrudan etkiliyor. Yurt içinde ise gözler enflasyon verileri, merkez bankasının yıl sonu tahminleri ve Hazine’nin iç borçlanma programında. Analistler, özellikle faiz politikasına ilişkin yeni sinyallerin Borsa İstanbul’daki yönü belirleyeceğini vurguluyor.
Sektörel Görünüm
Bankacılık hisseleri, sabah saatlerinde sınırlı bir yükseliş gösterirken, sanayi hisselerinde hafif geri çekilmeler gözlendi. Enerji ve holding sektörleri, düşük işlem hacmine rağmen gün içinde yön belirleme potansiyeli taşıyor. Turizm ve ulaştırma hisselerinde ise yaz sezonu beklentileriyle sınırlı pozitif hareketler dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, bu yatay seyir kısa vadeli yatırımcılar için sınırlı kazanç fırsatı yaratırken, orta ve uzun vadeli yatırımcıların portföylerini yeniden dengelemesi için uygun bir zemin sunuyor. Endekste 9.050 puan seviyesi kısa vadeli destek, 9.200 puan ise ilk direnç noktası olarak öne çıkıyor. Bu seviyelerin aşılması durumunda yönün yeniden yukarı çevrilmesi bekleniyor. Ancak işlem hacmi düşük kaldığı sürece güçlü bir trend oluşması zor görünüyor. Yatırım danışmanları, Borsa İstanbul’un mevcut pozisyonunu “nefes alma” süreci olarak değerlendiriyor. Geçtiğimiz haftalardaki sert dalgalanmaların ardından piyasa, yönünü netleştirmek için ekonomik verilerin netleşmesini bekliyor.
Borsa İstanbul, yeni haftaya durgun ama kararlı bir başlangıç yaptı. Küresel faiz politikaları, dolar endeksi ve yerel ekonomik göstergeler yön arayışını sürdürüyor. Kısa vadede piyasalarda sakinlik hâkim olsa da, yılın son çeyreğinde hem küresel sermaye akımları hem de iç veri akışıyla birlikte daha hareketli bir dönem bekleniyor.
