Ekonomi Terimleri Bankacılık Terimleri ve Finans Terimleri

Ekonomi Terimleri Bankacılık Terimleri ve Finans Terimleri

18 Nisan 2020 1 Yazar: Emine Zaman

Ekonomi, herkesin sevdiği ve ilgilenmek istediği bir alan olmasa da ister istemez bir şekilde uğraşmak ve biraz da olsun bilmek zorunda olduğu bir alan. Bakkaldan ekmek alırken bile ekonomiye dahil oluyoruz örneğin. Bunun yanı sıra internetin yaygınlaşması ile bankacılık işlemlerinin de pek çoğu internet üzerinden yapılmaya başlandı. Bu sebepten birçok ekonomi terimi günlük hayatımızda geniş bir yer kaplıyor. İşte ekonomi terimleri bankacılık terimleri ve finans terimleri…

Banka personelinin gerçekleştirdiği işlemleri internet bankacılığı kullanarak bireysel olarak yapabilecek konumdayız. Dolayısı ile bazı bankacılık terimleri ve finans terimleri ile daha fazla karşılaşır olduk. Sizler için bazı ekonomi terimleri, bankacılık terimleri ve finans terimlerini listeledik. Yatırım terimleri ve yatırım sözlüğü olarak da kullanılabilecek yüzlerce kavram ve anlamları…

Ekonomi Terimleri Bankacılık Terimleri ve Finans Terimleri Alfabetik Sırayla!

A

  • A Tipi Yatırım Fonu: Hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarıdır.
  • Açık Bütçe: Geliri, giderinden daha az olan bütçedir.
  • Açık Pazar: Yabancı üreticilerin mallarını serbestçe satabildiği piyasaya denir. Serbest piyasa anlamı da taşır.
  • Açık piyasa işlemi: Para değerinde kararlılık sağlamak amacı ile Merkez Bankası tarafından uygulanan piyasa işlemidir. Hazine bonosu ya da tahvili alarak para hacmini genişletebilir, satarak da piyasadaki para hacmini daraltabilir.
  • Adat: Faiz hesaplamalarında kullanılır. Faize konu olan anapara ile paranın kullanıldığı gün sayısının çarpımı sonucu çıkan sayıya denir.
  • Akit: Minimum iki kişi arasında meydana gelen belli bir iş hakkında yapılan anlaşmaya denir. Sözleşme.
  • Aktif: Bir işletmenin sahip olduğu varlıklara denilir.
  • Altın rezervi: Hazinede yahut Merkez Bankası’nda kur istikrarını sağlamak amacı ile bulunan külçe ya da madeni para olarak saklanan para anlamındadır.
  • Amortisman: Bir şirkete ait olan ve bir yıldan daha uzun süre kullanılacağı düşünülen varlık her yıl eskimekte ve değer kaybetmektedir. Bu değer kaybına amortisman denir.
  • Amortisman ayırma: Bir şirkette bir yıldan daha uzun bir süre kullanılacağı varsayılan varlıklar eskir ve değer kaybeder. Bu kaybolan değerin, o yılın gelirlerinden bir payı gider olarak varsayılır ve bir hesapta biriktirilir. Bu işleme “amortisman ayırma” denilir.
  • Aracı kurum: Sermaye Piyasası Kurulu tarafınca Sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak kaydı ile aracılık yetkisi verilmiş olan anonim ortaklık.
  • Arbitraj: Kısa dönemli fonların piyasalardaki fiyat farklılıklarından yarar sağlamak amacı ile alım satım işlemidir.
  • Atıl Para: İşletilmeyen ya da işletilemeyen likiditeleri belirtir.

Finans haberleri için buraya göz atabilirsiniz.

B

  • Basit getiri: Yatırımdan elde edilen faiz getirisinin vade sonunda yeniden yatırıma dönüştürülmemesi durumundaki getiridir.
  • Benchmarking: Şirketlerin üretimden yönetime kadar farklı şirketleri, ürünlerini, inceleyerek örnek alması, kendi şirketine adapte etmesi, piyasa araştırması, pazarlama taktiklerinin belirlenmesi anlamına gelir.
  • Bilanço: Bir işletmenin sahip olduğu varlıklar ve bu varlıklar hakkında bilgiler içeren tablo.
  • Bileşik getiri: Yatırımdan kazanılan faiz getirisinin vade sonunda, yeniden yatırıma dönüştüğü varsayılarak hesaplanan getiriye denir.
  • Bono: Üzerinde düzenleyenin imzası, düzenleme tarihi, alacaklının ismi, bono yahut emre muharrer senet yazılan bir borç (taahhüt) senedidir.
  • Borsa: Sarrafların, tüccarların; değerli kağıt, hisse senedi, tahvil; döviz ve her türlü mal alışverişi ile uğraşanların, devlet denetimi altında alım satım yaptıkları piyasa.
  • Bütçe: Belirli bir zaman aralığında gerçekleşmesi düşünülen gelir ve giderlerin listesinin bulunduğu tablo.

C-Ç

  • Cari kur: Döviz piyasalarında günlük alım- satım sırasında oluşan döviz fiyatları.
  • Cari varlıklar: Satılabilir hisse senedi ve tahviller, alacaklar, stoklar, kasa ve diğer varlıkların tümü.
  • Ciro: Bir şirketin yıllık iş hacmi, çekin arkasını imzalama ve bonodan doğan hakların başka birine senet sahibi tarafında devri şeklinde üç farklı tanımı bulunmaktadır.
  • Çapraz kur: İki yabancı para biriminin başka bir ülkedeki değerini gösterir. Sık kullanılan bankacılık terimleri arasında yer alır.
  • Çek: Para yerine kullanılabilen değerli kağıt.

Kredi kartı haberleri için buraya göz atabilirsiniz.

D

  • Dalgalı kur: Ulusal para değerinin serbest piyasada döviz arz ve talebine göre belirlendiği sistem.
  • Deflasyon: Genel fiyat değerleri düşerken ulusal gelir, istihdam ve üretimin düşmesi anlamına gelir. Enflasyonun tersidir.
  • Destek seviyesi: Fiyatlar düşerken yoğun alım ile karşılaştığı ve daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyeye denir.
  • Dezenflasyon: Sert olmayan deflasyonist yöntemler ile enflasyonun sınırlandırılmaya çalışılması anlamına gelir.
  • Devalüasyon: Ulusal paranın dış değerinin düşürülmesidir.
  • Devlet tahvili: Hazinenin çıkardığı, bir yıl ve üzeri vadesi olan borçlanma senedi.
  • Direnç noktası: Borsada belli bir süre zarfında sürekli bir fiyat artışının yoğun satışlar sonucunda durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.
  • Disponibilite: Likiditesi yüksek, her an kullanıma hazır para.
  • Döviz: Ulusal para haricindeki bütün yabancı paralar ve bu para değerlerinde olan menkul kıymetlere verilen addır.
  • Döviz kuru: Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri.

E

  • EFT (Elektronik Fon Transferi): Bir banka hesabından farklı bir bankadaki hesaba anlık fon transferi yapmaya olanak sağlayan sistem.
  • Efektif: Banknot şeklinde olan tüm yabancı paralara denir.
  • Emisyon: Bir parayı, ticari senedi, çeki ya da tahvili tedavüle koyma işlemidir.
  • Enflasyon: Genel fiyat düzeyindeki yükselme seviyesi olarak tanımlanabilir.
  • Eşel mobil: Ücretli ve maaşlıları fiyat artışı karşısında korumak için fiyat artışı ile doğru orantılı olarak ücret ve maaşların artmasıdır.
  • Eurobond: Avrupa para piyasalarında, Avrupa dövizleri üzerinden düzenlenmiş senetlerdir.
  • Eurodolar: ABD dışındaki banka veya aracı kurumlarda açılmış olan dolar hesaplarıdır.
  • Euro- tahvil: Avrupa bonosu yahut tahvili, sabit faiz temeline dayalı borçlanma aracı.

F

  • Faktoring: Alacak hakkının bir başka kuruluşa devri sonucunda likit fon sağlayan mali işlemdir.
  • Faiz: Ödünç alınan bir fonun kullanma bedeli. Bankacılık terimleri arasında en bilinenidir.
  • FED (Federal Reserv Bank): ABD Merkez Bankası.
  • Fon: Para, mal, şirket sermayesi, kaynak, yatırım şekli olarak düşünülen ulusal borç miktarı.
  • Forward işlemleri: Döviz piyasalarında gerçekleştirilen vadeli işlemler.
  • Forfaiting: Vadeli mal/ hizmet ihracatından doğan, belirli bir ödeme planına bağlı kalarak tahsil edilecek olan alacakların, öncesinde bu hakka sahip olanlar geri verilmeksizin, banka yahut aracı bir kurumca satın alınıp iskonto edilmesi anlamına gelir.
  • Future işlemleri: Döviz, tahvil, hazine bonosu gibi değerlerin, belirli bir tarihte ve belirlenen fiyat ile alınması ya da satılması sözleşmesidir.

G

  • Gayrimenkul: Taşınmaz mal anlamındadır.
  • Gayri safi milli hasıla (GSMH): Bir ülke ekonomisinde, belirli bir dönem içinde üretilen mal ve hizmet değerlerinin toplamı.
  • Genel bütçe: Yalnızca bakanlıklara ilişkin gelir ve giderleri kapsayan bütçe.

Borsa haberleri ve yatırım haberleri için buraya göz atabilirsiniz.

H

  • Halka arz: Şirketlerin kaynak sağlamak amacı ile öz kaynak yoluyla senet ihraç edip kaynak sağlamasıdır.
  • Haciz: Bir alacağın tahsil edilmesi için, borçlunun menkul ve gayrimenkul varlıklarına mahkeme kararı ile el konulması anlamına gelir.
  • Hazine: Devletin tasarruflarını ve mali işleri ile ilgilenen ve idare eden kurum.
  • Hazine bonosu: Vadesi bir yıldan kısa olan iskontolu olarak işlem gören, devlet tarafından çıkarılan borçlanma senedidir.
  • Hazine kağıtları: Devlet tarafından çıkarılan tahvil ve bonolara denir.
  • Hisse senedi: Anonim ortaklıklar tarafınca çıkarılan, bu ortaklığın sermayesine belirli bir katılma payını temsil eden kıymetli kağıt.

I-İ

  • IFC (International Finance Corporation): 1956 yılında özel sektöre kredi vermek amacı ile kurulmuş olan Uluslararası Finans Kurumu’dur.
  • IMF (International Monetary Fund): Uluslararası Para Fonu.
  • İflas: Bir tacirin borçlarını ödeyemediğinin, alacaklı yahut alacaklıların talebi doğrultusunda mahkemece karar verilerek ilan edilmesi anlamına gelir.
  • İhale yöntemi ile borçlanma: Hazine tahvil ve bonolarının, faizi veya miktarı ihale ile belirlenmek suretiyle satılmasıdır.
  • İhraç: Sermaye piyasası araçlarının (türev araçlar, kıymetli evrak, vb.) ihraçcılar tarafınca satışıdır.
  • Interbank: Bankalar arası para piyasası. Faiz gecelik olarak belirlenir. Faizin düşmesi piyasadaki para bolluğuna işarettir.
  • İntifa hakkı: Kullanım hakkıdır.
  • İpotek: Bir borca karşın, herhangi bir gayrimenkulun rehin edilmesi.
  • İştirak: İşletmenin diğer şirketlerin yönetimine katılmak için gereken asgari % 10, azami %50 oranında hisseye sahip olma durumuna denir.
  • İtfa: Sabit getirisi olan menkul kıymetin, vade sonunda anapara ve eğer varsa kupon faizinin ihraçcı tarafından mal sahibine ödenmesidir.

J

  • Joint venture: Yerli bir şirketin yabancı bir şirket ile ortaklık kurmasıdır.

Altın haberleri ve döviz haberleri için buraya göz atabilirsiniz.

K

Kambiyo: Para yahut para yerine geçebilen kıymetli evrakların değiştirilmelerine özgü işlemler ve para alım satımına dair işlemler.

Kapitalizasyon: Bir işletmenin yedek akçe ve birikmiş kârını sermaye artırımında kullanmasıdır.

Kâr: Toplam hasılattan toplam maliyet çıkarıldığında elde edilen değer.

Kâr transferi: Türkiye’de yatırım yapmış bir şirketin kârını yurt dışındaki şirketlerine aktarması.

Kara para: Yasal yollarla elde edilmemiş, vergisi ödenememiş para.

Kefalet: Bir kişinin borcunu ödememesi durumunda tüm sorumluluğu üstüne alma durumu.

Keşide etmek: Düzenlemek.

Kıyı bankacılığı (off- shore): Ülke dışından sağlanan fonların yine ülke dışında kullanılmasını amaçlayan, ülkede bankacılık alanındaki yasa ve yönetmeliklerin dışında kalan serbest bankacılık şeklidir. Önemli bankacılık terimleri arasındadır.

Konsolidasyon: Kısa vadeli borcun vadesinin uzatılarak orta  ya da uzun vadeli borca dönüştürülmesidir.

Konsorsiyum: Çoğunlukla mali işlerle uğraşan kişi veya kurumlardan oluşan ortak bir yarar gözeten kurumdur. Ortaklık anlamındadır.

Konvertibilite: Bir ülkenin parasının diğer ülke paraları ile kolayca değiştirilebilmesi anlamındadır.

Kotasyon: Bir menkul kıymetin tanımlanarak resmi borsa listesine kabul edilmesidir. Yabancı para ve menkul kıymetin en düşük ve en yüksek satın alma fiyatlarına denir.

Kupon faizi: Sabit getirili menkul kıymetin üzerinde yazan ve belirli dönemlerde ödenen faizdir.

Kurucu hisse senedi: Şirket kurucularına ya da şirket bakımından önem arz eden kişilere çoğunlukla bedelsiz olarak verilen, oy hakkı bulunmayan yalnızca temettü hakkına sahip olan bir adi senettir.

Kurumlar vergisi: Kurum kazançlarından alınan vergidir.

L

Leasing: Finansal kiralama adı verilen orta vadeli bir finansman edinme yöntemi.

LIBOR (London Interbank Borrowing Offer Rate): Uluslararası işlemlerde referans alınan, Lomdra bankaları arasında günlük belirlenen faiz oranıdır.

Lot: Borsada bin adet hisse senedi bir araya gelerek lotu oluşturmaktadır.

M

Makroekonomi: Ekonomik olayları uluslarası çapta ele alarak çözümleyen ekonomi.

Mali istikrar: Mali sistemin ya da alt yapısının ve mali piyasanın dengede olması durumudur.

Mali politika: Kamunun, vergi, masraf, borç idaresi ile piyasadaki para miktarını kontrol amacı ile uyguladığı politikaların tümüdür.

Menkul: Taşınabilir mal.

Menkul kıymet: Ortaklık yahut alacaklılık sağlayan bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılarak gelir getiren, ibareleri aynı ve şartları kurulca belirlenen kıymetli evraklara denir.

Mevduat: Belirli bir dönemde geri ödenmesi kaydıyla, bir bedel karşılığında, bankalara tevdi edilen (mevduat sahibi tarafından) paradır.

Mikroekonomi: Ekonomik olayları bireysel bakımdan ele alıp çözümleyen ekonomi. Özellikle tüketici ve firmaların davranış şekillerini inceler.

Muaccel: Hemen ödenmesi gereken anlamındadır.

Muhtasar beyanname: İşverenler ya da vergi tevkifatı yapan kişilerce kesilen vergilerin matrahları ile birlikte, vergi dairesine toplu bir şekilde bildirilmesine mahsustur.

Munzam karşılıklar: Bankada bulunan mevduatların bir oranı kadarını Merkez Bankası’na güvence olarak yatırılmasıdır.

N

Nominal değer: Pay senedi ya da tahvilin üzerinde yazan değer.

O-Ö

Özkaynak: İşletme sahibi ve ortaklarının bilanço tarihinde işletmeye yaptıkları yatırımların tümü.

P

Para: Mal ve hizmetlerin değişim aracı.

Para arzı: Para stoku.

Para piyasası: Kredi (kısa vadeli fon) arz ve talebinin karşılaştığı piyasadır. Çoğunlukla Merkez Bankası tarafından yönetilir.

Parite: Karşılıklı ilişkilerde tarafların birbirine eşit olması, farklı ülke paralarının muadil kıymetleridir.

Pasif: Aktifteki varlıkların hangi kaynaklar tarafından finanse edildiğini gösteren tablo.

Portföy: Yatırımcının sahip olduğu menkul kıymetlerin tümüdür.

Protesto: Bir vergiyi istemeden ödeyen mükellefin itirazı anlamına gelir.

Provizyon: 1- Çekin karşılığının bulunup bulunmadığının sorulması 2- İşletme zararlarını karşılamak adına ayrılan para.

R

Rating: Kredi riskini sınıflandırma, derecelendirme, kredi kalitesinin yahut borçlanma araçlarındaki risk derecesinin belirlenmesi işlemi.

Reel faiz: Nominal faizin enflasyondan arındırılmış şekli. Önemli bankacılık terimleri arasında yer alır.

Reeskont: Bir bankanın elinde bulunan ödeme zamanı daha gelmemiş senetleri başka bir bankaya iskonto ettirmesidir.

Repo: Bir menkul kıymetin işlem başlangıç valöründe satılıp, bitiş valöründe alınmasıdır.

Resesyon: Ekonomik hayattaki durağanlaşma, üretim faaliyetlerinin daralması.

Revelüasyon: Ulusal paranın diğer ülkelerin para birimleri karşısında değer kazanması.

Rezerv para: Uluslararası mali kuruluşlar ile hükümetlerin ellerinde bulunan altın ve dövizin tamamı.

Rücu: Cayma, geri dönme.

S-Ş

Sabit döviz: Bir ülkenin ulusal parasının belirli bir parite değeri üzerinden konvertibl bir dövize bağlanması ile değerinin ayarlanması anlamına gelir.

Satın alma gücü paritesi (SGP): Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını kaldıran, para birimi dönüştürme oranına denir.

Serbest döviz: Konvertibl ulusal paradır.

Sermaye piyasası: Çoğunlukla uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı, kontrolü Hazine’de olan piyasa.

Spekülasyon: Gelecekle ilgili beklentiler doğrultusunda, döviz veya fiyattaki değişimlerden faydalanmak için yapılan işlem.

Swap (Vadeli çift taraflı döviz değişimi): Faiz oranları ve döviz kurlarından doğan riskleri azaltmak; ülke, firma ve döviz bazında oluşabilecek dezavantajları minimuma indirmek için yapılan finansal teknik.

T

Tahakkuk: Gerçekleşme.

Tahvil: Ödünç para bulmak amacı ile devletin bir yıl, anonim ortaklıkların minimum iki yıl vade ile, itibari kıymetleri aynı değerde ve ibareleri aynı olacak şekilde çıkardıkları borç senetleridir.

Tarh: Vergi koyma.

Tasarruf: Gelirden tüketilenin çıkarılması ile elde edilir.

Tedavül: Para dolaşımı, sirkülasyon, satış miktarı.

Tekel: Satıcının tek, alıcının ise çok olduğu piyasadır.

Temerrüt: Bir borsa üyesi, taahhütlerinin gerektirdiği ödemeleri ya da menkul kıymet teslimatlarını belirli süre içinde gerçekleştirmediği takdirde bir ihbara gerek olmaksızın temerrüde düşmüş sayılır. Borçları ödemede direnmek anlamındadır.

Temerrüt faizi: Zamanında ödenmeyen borca işleyen faizdir.

Temettü: Kar payı. Ortakların dönem dahilindeki kârdan mevcut ortakların pay alma hakkı.

Temettü getirisi: Hisse senedinin yıllık getirisi anlamındadır.

Temlik: Bir hakkın yahut alacağın başka birine devredilmesi anlamındadır.

Ters repo: Bir menkul kıymetin başlangıç tarihinde alınıp bitiş tarihinde satılması anlamına gelir.

Tevkifat (stopaj): İlgili yasada belirtilen gelir türleri üzerinden belirlenen oranlarda alınan vergidir.

Tezgah üstü piyasa (Over The Counter- OTC): Değerli kağıtların ticaretinin yapıldığı, standardize edilmemiş piyasalar.

Toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE): Ekonomideki genel fiyat seviyesi ile paranın satın alma gücündeki değişimleri belirlemek üzere, seçilmiş malların toptan fiyatlarının incelenmesi ile belirlenen endekse denir.

TÜFE: Tüketici fiyat endeksidir.

Tüzel kişi: Bir varlık olmak üzere kurulan, belirli bir amaç için oluşturulan şirket, devlet gibi maddi olmayan varlıklardır.

U-Ü

Ulusal değer: Bir ülkenin bir yıl içerisinde ürettiği toplam değer.

V

Vade: Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için belirlenen süre. Bankacılık terimleri arasında önemli bir yeri vardır.

Valör: Bankacılık işlemlerinde faizin başladığı gün.

Veraset ve intikal vergisi: Servet (bedelsiz ya da karşılıksız elde edilen) unsurlarına uygulanan vergi türüdür.

Y

Yatırım: Kazanç sağlamak amacı ile birikimlerin her hangi bir yatırım aracına bağlanmasıdır.

Yatırım fonları: Katılma belgeleri karşılığı halktan toplanan paralar ile belge sahipleri hesabına oluşturulan portföyü işlemek adına kurulan mal varlığıdır.

Z

Zaman ücreti: Üretim faktörü olarak emeğin üretim faaliyetine katılması ve ortaya çıkarılan ürün için geçen süreye göre maldan pay almasıdır.

Şüphesiz bankacılık terimleri, ekonomi terimleri ve finans terimleri uçsuz bucaksız bir denizdir. Yukarıdaki tabirler ise günlük hayatta en çok duyabileceğiniz, karşınıza en fazla çıkabilecek olanlarıdır. Ekonomi Terimleri Bankacılık Terimleri ve Finans Terimleri haberimiz akabinde güncel ekonomi, finans, kredi ve bankacılık alanındaki haberler için buraya göz atabilirsiniz.