Türkiye e-ticaret ekosistemi hızla büyürken, yurt dışı yerleşik pazaryerleri (YYP) ülkedeki perakende sektörünü ve dijital egemenliği ciddi biçimde tehdit ediyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) ile Dogma Alares iş birliğiyle hazırlanan “Yurtdışında Yerleşik Pazaryerlerinin Yerel E-Perakende Ekosistemine Etkileri” raporu, 2024 yılında Türkiye’de YYP’lerin 43 milyar TL’lik işlem hacmine ulaştığını ortaya koyuyor. Ancak, bu işlem hacminin yarattığı katma değer kaybının 280 milyar TL’ye çıktığı tahmin ediliyor. 2025 yılına gelindiğinde ise YYP’lerin işlem hacminin 75 milyar TL’yi aşması ve 500 milyar TL’yi bulan katma değer kaybına neden olması bekleniyor.
Cari Açıkta Yüzde 14 Pay
Rapora göre, 2024’te YYP’lerin Türkiye’de gerçekleştirdiği alışverişler, ülkenin yaklaşık 9,97 milyar dolar olan cari işlemler açığının yüzde 14’ünü oluşturdu. Bu durum, döviz çıkışının artmasına ve ekonomik kırılganlığın derinleşmesine yol açıyor. KOBİ’lerin ve yerel üreticilerin rekabet gücünü zayıflatan bu durum, ekonomik sürdürülebilirlik açısından büyük risk barındırıyor. Türkiye’de işletmelerin yüzde 99,7’sini oluşturan KOBİ’ler, ülke istihdamının yüzde 70’ini sağlıyor ve ihracatın yarısından fazlasını gerçekleştiriyor. YYP’ler ise, ürün tedarikinden pazarlamaya, veri işlemeye kadar birçok süreci Türkiye dışından yöneterek KOBİ’lerin büyümesini ve ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Tekstil gibi kritik sektörler de dahil olmak üzere birçok yerli üretici, bu rekabet dezavantajından olumsuz etkileniyor.
Denetimsizlik Tüketiciyi Tehlikeye Atıyor
Yurt dışı yerleşik pazaryerleri, yüksek vergi ve lisans yükümlülüklerinden muaf olmaları nedeniyle yerli satıcılarla eşit şartlarda rekabet edemiyor. Ayrıca, bu platformlarda satılan ürünlerin çoğu, Türkiye’nin ürün güvenliği sistemleri (TAREKS) gibi düzenlemelere tabi değil. Çocuk oyuncaklarındaki aşırı fitalat gibi sağlık riskleri içeren ürünler, tüketicilerin denetimsiz ortamlarda karşısına çıkabiliyor. Aynı zamanda, yanıltıcı fiyatlar ve reklamlara maruz kalan tüketiciler yanıltılıyor. Tüketici verilerinin ve alışkanlıklarının Türkiye dışına çıkması ise dijital egemenlik açısından büyük risk teşkil ediyor.
Dijital ve Ekonomik Egemenlik Tehlikede
ETİD Başkanı Hakan Çevikoğlu, “YYP iş modeli, Türkiye’de istihdam, vergi ve üretimi dışlayarak kazanç elde ediyor. Bu durum, Türkiye’nin orta ve uzun vadede üretim gücünü ve dijital egemenliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor” dedi. Çevikoğlu, düzenlemelerin yapılmaması halinde Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığının ciddi şekilde zedeleneceğini vurguladı. ETİD, YYP’lerin Türkiye’de faaliyet gösterebilmesi için yerli platformlarla eşit şartlarda vergi, denetim ve veri işleme yükümlülüklerine tabi tutulmasını öneriyor. Ayrıca, tüketici güvenliğinin artırılması, gümrük süreçlerinin sıkılaştırılması ve verinin Türkiye’de işlenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Yerli KOBİ’lerin desteklenmesi, bilinçli tüketim kültürünün yaygınlaştırılması ve YYP’lerin Türkiye’de yerleşik şirket kurarak tüm regülasyonlara uyması, sürdürülebilir bir dijital ekosistem için kritik adımlar olarak görülüyor.
Çarpıcı Rakamlarla Tehlikenin Boyutu
- 43 milyar TL: YYP’lerin 2024’teki Türkiye satış hacmi
- 280 milyar TL: 2024’te yerli perakende ekosisteminde oluşan katma değer kaybı
- 20 milyon: YYP uygulamalarının Türkiye’deki mobil indirme sayısı
- 9,3 milyon: Türkiye’deki YYP aktif kullanıcı sayısı
- 2,08 milyon ton CO₂: YYP iş modelinin hava taşımacılığı kaynaklı yıllık karbon salınımı (450.000 aracın yıllık salınımına eşdeğer)