09 Aralık 2025
weather
11°
42,5743 %0.01
49,6131 %0
57,2252 %0.01
91.100,72 %0.664
5.733,21 -0,07
FinansTaksi Eko Gündem KDV’de tevkifat payı yüzde 67’ye çıktı

KDV’de tevkifat payı yüzde 67’ye çıktı

2024’te kapsamı 43 mal ve hizmete kadar genişletilen kısmi KDV tevkifatı, dahilde alınan KDV’nin yüzde 67’sini oluşturur hale geldi. İş dünyası, henüz tahsil edilmemiş satışların KDV’sinin peşin ödenmesinin işletmeler üzerinde ağır finansman yükü yarattığını vurguluyor

Katma Değer Vergisi (KDV) sisteminde 2024’te yapılan düzenlemelerle kısmi tevkifat uygulaması, Türkiye’de vergi tahsilatının ana yöntemlerinden biri haline geldi. Başlangıçta yalnızca iki sektörde geçerli olan uygulama, bugün 43 mal ve hizmet kalemini kapsıyor. Bu değişimle birlikte dahilde alınan KDV’nin yüzde 67’si artık tevkifat yoluyla toplanıyor. İş dünyası ise, henüz tahsil edilmemiş bir satışın KDV’sinin peşin olarak ödenmesinin işletmeleri ağır bir finansman yükü altına soktuğunu belirtiyor.

Avrupa’da istisna, Türkiye’de ana sistem

Yeni Ekonomi Danışmanlık A.Ş. Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı’nın değerlendirmesine göre, Avrupa’da nadiren kullanılan tevkifat yöntemi Türkiye’de giderek yaygınlaşarak sistemin merkezine oturdu. 1996’da fason tekstil ve hurda metal alımlarında vergi güvenlik müessesesi olarak başlayan kısmi tevkifat, zamanla farklı sektörlere yayıldı. 2024’teki mevzuat değişikliğiyle birlikte 16 ana hizmet, 19 alt hizmet ve 8 mal teslimi kalemi tevkifat kapsamına girdi.

KDV tahsilatında sıçrama

Resmi verilere göre, 2000 yılında dahilde alınan KDV’nin sadece yüzde 0,06’sı tevkifat yoluyla tahsil edilirken, 2024’te bu oran yüzde 67,7’ye ulaştı. Aynı yıl için bütçede 72,4 milyar lira tevkifat tahsilatı öngörülürken, yıl sonunda 672,1 milyar liraya ulaşıldı. Buna karşılık beyana dayalı KDV tahsilatı 320,5 milyar lirada kaldı. Karyağdı, 2024’te KDV gelirlerindeki reel artışın yüzde 55,27 ile enflasyonun çok üzerinde gerçekleştiğini vurguluyor. Bu durumun, klasik vergi artışından çok, sistem değişikliğiyle işletmelerden devlet bütçesine büyük bir kaynak transferi anlamına geldiğini ifade ediyor. Yüksek tevkifat oranları, devreden KDV stoklarının artmasına ve işletmelerin iade talep etme ihtiyacına yol açıyor. Ancak iade sürecinin uzunluğu, vergi incelemelerindeki yorum farklılıkları ve küçük işletmelerin YMM raporu veya teminat gösterme zorunluluğu gibi prosedürler, çoğu KOBİ’nin hak ettiği iadeyi alamamasına neden oluyor. Bu da onları istemeden devletin finansörü haline getiriyor.

Ödeme şartı tartışması

Mevzuata göre, 2 no.lu KDV beyannamesindeki tutarın 1 no.lu beyannamede indirim konusu yapılabilmesi için ödemenin yapılmış olması şartı bulunuyor. Karyağdı, bu şartın satıcının kontrolünde olmayan bir nedenle uygulanmasının mükellef haklarına aykırı olduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre kısa vadede tevkifat oranlarının düşürülmesi, ödeme şartının kaldırılması; orta vadede ise KDV’nin temel beyan ve indirim mekanizmasına geri dönülmesi gerekiyor. Böylece dürüst mükelleflerin yükü azalırken, vergi kaybı yaratan işletmelere yönelik denetim kapasitesi artırılabilir. İş dünyasının ortak mesajı ise net: “Vergi güvenliği bahanesiyle mükelleflerin nakdi bloke edilmemeli; devlete faizsiz borç veren değil, sürdürülebilir şekilde üretim yapan bir sistem kurulmalı.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *