Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri üzerine kapsamlı bir sunum yaptı. Yılmaz, bütçenin büyüme, istikrar, enflasyonla mücadele ve gelir dağılımı öncelikleri doğrultusunda şekillendirildiğini vurgularken, Türkiye ekonomisine yönelik önemli hedefler ve iddialı projeksiyonlar paylaştı. Konuşmasında 2026 yılının ekonomi programı açısından kritik bir eşik olduğuna dikkat çeken Yılmaz, yüksek katma değerli üretim, Ar-Ge yatırımları ve girişimcilik desteklerinin bütçe kapsamında önceliklendirildiğini açıkladı. Deprem bölgesinin yeniden imarı ve şehirlerin afetlere karşı daha dirençli hale getirilmesinin de bütçenin temel bileşenleri arasında yer aldığını ifade etti.
Küresel riskler yüksek, ticaret pandemi öncesi seviyeye ulaşamadı
Yılmaz, küresel ekonomideki dengelerin hızla değiştiğine işaret ederek, gelişmekte olan ülkelerin ağırlığının arttığını, G7 ekonomilerinin küresel payının ise gerilediğini söyledi.
Küresel enflasyonda bazı iyileşmeler görülse de, ticaret hacminin hâlâ pandemi öncesi seviyelere yaklaşmadığını belirten Yılmaz, politika belirsizliklerinin azalmaya başladığını ancak risklerin yüksek seyrini sürdürdüğünü kaydetti.
Kişi başı gelir hedefi: 17.748 dolar
Ekonomik büyüme ve gelir düzeyindeki artışa ilişkin iddialı bir projeksiyon paylaşan Yılmaz şöyle konuştu: “Pandemi sonrası dönemde dünya %15,2 büyürken, Türkiye bunun iki katı kadar büyüme sergiledi. Yıl sonu itibariyle kişi başı gelirimizin 17.748 dolara ulaşmasını, böylece yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmemizi bekliyoruz.” Yılmaz ayrıca, Türkiye’nin satın alma gücü paritesine göre dünyanın 11. büyük ekonomisi, nominal ölçekte ise 16. büyük ekonomi konumuna yükselmeyi öngördüklerini ifade etti.
“2026’da yüzde 3,8 büyüme, işsizlikte 8,5’in altı hedefleniyor”
Orta Vadeli Program’ın (OVP) gerçekçi hedefler içerdiğini vurgulayan Yılmaz, 2026 yılı için:
- %3,8 büyüme,
- %8,5’in altında işsizlik,
- Daha dengeli ve istikrarlı bir büyüme
öngörüldüğünü belirtti.
Türkiye ekonomisinde geçici değil, sürdürülebilir bir büyüme yapısının kalıcı hale getirilmesinin öncelik olduğunu sözlerine ekledi.
Enflasyon mesajı: “2027’de tek hane”
Dezenflasyon sürecinin Türkiye’de artık daha sağlam bir zemine oturduğunu söyleyen Yılmaz, Kasım 2025 itibarıyla TÜFE’nin %31,1’e gerilediğini hatırlattı. Hedeflere ilişkin şu açıklamayı yaptı:
- 2026’da enflasyonun %20’nin altına düşürülmesi,
- 2027’de ise tek haneye indirilmesi amaçlanıyor.
Yılmaz, fiyat istikrarının sağlanması için para ve maliye politikası koordinasyonunun güçlü şekilde sürdürüleceğini ifade etti.
Dış ticaret ve rezervlerde güçlü performans
Ekonomide dış dengeye ilişkin önemli göstergeler de paylaşan Yılmaz, "Toplam mal ve hizmet ihracatı yıl sonunda 390 milyar doların üzerine çıkacak. Uluslararası doğrudan yatırımlar 11,4 milyar dolar, yıllıklandırılmış doğrudan yatırımlar 15,3 milyar dolar seviyesine ulaştı. KKM’nin payı %0,1’e kadar düştü. TCMB brüt rezervleri 28 Kasım itibarıyla 183,2 milyar dolara yükseldi" dedi.
Bu verilerin, finansal istikrar açısından olumlu bir görünüm sunduğu belirtildi.