Taşeron işçileri yakından ilgilendiren kritik bir Yargıtay kararı gündeme oturdu. Pandemi sürecinde idari izinli sayılan taşeron çalışanların, toplu iş sözleşmesinden (TİS) doğan hak taleplerine yüksek yargıdan olumsuz yanıt geldi. Kararda, belediyelere bağlı şirketlerde görev yapan taşeronların “kamu görevlisi” sayılmadığı gerekçesiyle, fiili çalışmaya bağlı haklardan yararlanamayacağı vurgulandı. Söz konusu dava, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştirakinde çalışan bir taşeron işçinin, pandemi sürecinde çalışmadığı günlere ilişkin yemek yardımı, iş riski tazminatı ve devam priminin ödenmemesi üzerine açıldı. İlk derece mahkemesi işçiyi haklı bulurken, belediye şirketi kararı Yargıtay’a taşıdı.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yaptığı değerlendirmede işçinin görev yaptığı şirketin “özel hukuk tüzel kişiliği” taşıdığını, dolayısıyla kamu personeli statüsüne girmediğini belirtti. Kararda, bu nedenle Cumhurbaşkanlığı’nın pandemi genelgesinin bu tür şirket çalışanlarını kapsamadığı, dolayısıyla TİS’te yer alan fiili çalışmaya dayalı ek hakların geçersiz sayılacağı ifade edildi.
Ne Anlama Geliyor?
Bu karar, taşeron olarak kamuya bağlı şirketlerde çalışan binlerce işçi açısından emsal niteliği taşıyor. Pandemi döneminde idari izinli sayılan ancak çalışmadığı günler için TİS haklarından faydalanmak isteyen işçilerin, bu kararla birlikte bu hakları talep etme zemini ortadan kalkmış oldu. Karara tepki gösteren bazı işçi sendikaları, taşeron işçilerin mağdur edildiğini savunurken, hukukçular bu kararın gelecekte benzer davalar için bağlayıcı olacağı görüşünde. İş hukukunda “fiili çalışma” kriterinin yeniden tartışmaya açılmasına yol açan bu gelişme, özellikle belediye iştiraklerinde çalışan taşeronlar için kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.