14 Kasım 2025
weather
14°
42,2603 %0,23
49,0896 %0,43
55,5301 %0,24
96.043,59 %-6.627
5.656,92 0,01
FinansTaksi Eko Gündem Sahip olmak yerine deneyimlemek: Kiralama ekonomisi yükselişte

Sahip olmak yerine deneyimlemek: Kiralama ekonomisi yükselişte

Alım gücündeki düşüş ve değişen değer algısı, tüketiciyi satın almaktan kiralamaya yöneltti. Türkiye’de 6 milyar liralık büyüklüğe ulaşan kiralama pazarı, Z kuşağının etkisiyle beş yılda 5 kat büyüdü. Uzmanlara göre bu eğilim, artık “zorunluluk” değil, yeni bir yaşam biçimi

Artan fiyatlar, düşen alım gücü ve değişen tüketim alışkanlıkları, Türkiye’de yeni bir ekonomik davranış biçimini ortaya çıkardı: “sahip olmak yerine kiralamak.” Son beş yılda kiralama pazarı tam beş kat büyüyerek 6 milyar lira sınırını aştı. Artık sadece ev ve otomobil değil, cep telefonu, kahve makinesi, bebek arabası hatta takım elbise bile kiralanıyor. Uzmanlara göre, bu dönüşümün ardında yalnızca ekonomik sıkışma değil, toplumsal değerlerdeki köklü değişim de yatıyor. Sosyolog Prof. Dr. Ebru Alkan, bu süreci şöyle yorumluyor: “Türkiye’de uzun yıllar mülkiyet, başarı ve statüyle özdeşleşmişti. Ancak son yıllarda özellikle Z kuşağıyla birlikte bu algı değişiyor. Gençler için artık ‘sahip olmak’ değil, ‘deneyimlemek’ önemli. Sosyal medya trendleri, sürekli yenilik arayışını tetikliyor.” Instagram ve TikTok gibi platformlarda değişen tarzların, bireylerde “deneyim açlığı” yarattığına dikkat çeken Alkan, “Bir gün son model kahve makinesiyle içerik üretmek, ertesi gün yeni bir drone denemek; modern birey için bir kimlik göstergesi hâline geldi,” diyor.

Yeni Nesil Hizmet Modeli

Sektör temsilcileri, kiralama sisteminin “erişilebilir lüks” anlayışıyla yaygınlaştığını belirtiyor. Bir kiralama şirketi yöneticisi, sistemi şöyle özetliyor: “Artık kullanıcı ister bir gün ister bir ay kiralayabiliyor. Öğrenciler proje dönemi için bilgisayar kiralıyor, yeni evlenen çiftler ilk aylarında beyaz eşyayı geçici kullanıyor. 20 bin liralık telefonu almak yerine bir ay deneyip, sonra yenisine geçmek istiyorlar.” Kiralama sisteminin hem ekonomik hem çevresel açıdan fayda sağladığını vurgulayan yetkili, bu modelin “döngüsel ekonomi” mantığıyla israfı azalttığını, ürün ömrünü uzattığını belirtiyor.

Zorunluluk mu, Yeni Normal mi?

Uzmanlara göre kiralama davranışı, iki yönlü bir okumayı hak ediyor: Ekonomik zorunluluk: Artan fiyatlar, özellikle gençleri satın almaktan uzaklaştırıyor. Kültürel dönüşüm: Deneyime dayalı yaşam biçimi, mülkiyet kavramını yeniden tanımlıyor. Ekonomistler bu eğilimi “zorunluluktan doğan yenilik” olarak değerlendiriyor. Bugün mecburiyet gibi görünen kiralama alışkanlığı, yarının kalıcı yaşam biçimi hâline gelebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *