İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin dış ticaret açığını kalıcı biçimde azaltmak için 2026 yılında ithalat hedefi koyulması gerektiğini söyledi. Avdagiç, “Sadece ihracat artışına odaklanmak yetmez, ithalatı da ölçülebilir ve yönetilebilir hale getirmeliyiz” dedi.
⚖️ “Dış ticaret açığını küçültmek zorundayız”
Gazetecilerle bir araya gelen İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye ekonomisinin en zayıf halkalarından biri olan dış ticaret açığına dikkat çekti.
Avdagiç, Türkiye’nin 150 yıldır cari açık problemiyle yaşadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Dış ticaret açığını küçültmek zorundayız, büyütme lüksümüz yok.
Yalnızca ihracat ve ithalat rakamlarını izleyerek gerçekçi bir tablo çizemeyiz.
Türkiye olarak 2026’ya geçerken bir ‘ithalat hedefi’ de belirlemeliyiz.”
İhracatın, ithalatın 85 milyar dolar altında olduğunu hatırlatan Avdagiç, “İhracatı yüzde 10 artırıp ithalatı yüzde 7 artırdığınızda, mutlak değerde açık aynı kalıyor. Bu yüzden artık ithalatı yönetecek stratejik hedefler şart” dedi. Avdagiç, özellikle sanayi üretiminde ithal girdiye bağımlılığın azaltılması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin plastik hammadde gibi temel sanayi girdilerinde hâlâ dışa bağımlı olduğunu ifade eden Avdagiç, “Yıllardır bu alanda teşvikler var ama Türkiye’nin toplam plastik hammadde ihtiyacının yurt içinden karşılanma oranı yüzde 15’in altına düştü” dedi. Avdagiç, ithal ikame politikalarının yeniden gündeme alınması gerektiğini, ancak bunun planlı ve hedef odaklı bir stratejiyle yürütülmesi gerektiğini belirtti:
“İthal ettiğimiz ürünleri hangi alanlarda yerli üretime dönüştürebileceğimizi belirlememiz şart.
İthalat hedefi dediğimiz şey, kısıtlama değil; üretim planlamasının bir parçasıdır.”
“Krediye erişim, maliyetten daha büyük sorun haline geldi”
İTO Başkanı, reel sektörün en önemli gündemlerinden biri olan kredi erişimine de değindi. Avdagiç, “İstanbul iş dünyası enflasyonun düşürülmesi gerektiği konusunda hemfikir, ancak finansmana ulaşma konusu şu anda kredi maliyetinden bile daha kritik hale geldi” diye konuştu. Özellikle KOBİ’lerin kredi tahsislerinde zorlandığını söyleyen Avdagiç, bankaların regülasyon baskısı nedeniyle kredi vermekte isteksiz davrandığını belirtti: “Bazı bankalar, mevcut kural setinin kendilerini zorladığını ifade ediyor.
Faiz değil, krediye ulaşabilirlik şu anda reel sektörün en büyük sıkıntısı.” Avdagiç ayrıca, Merkez Bankası referans faizi ile ticari kredi faizleri arasındaki farkın açılmasına dikkat çekti: “Bankalar mevduat toplarken yüzde 47-48’lere varan maliyetlerle fonlama yapıyor. Bu durum kredi maliyetlerini otomatik olarak yukarı çekiyor. Bu makasın daraltılması piyasayı rahatlatacaktır.”
“Türkiye döviz bazında pahalı hale geldi”
Avdagiç, ihracatçıların rekabet gücünü etkileyen bir diğer konunun ise döviz bazlı maliyet artışı olduğunu söyledi. “Artık Türkiye döviz cinsinden pahalı hale geldi. Bazı ihracatçılar ham maddesini yurt dışından alıp Türkiye’de işleyerek katma değer yaratıyor ama bu sürdürülebilir bir model değil. Dengeyi kaybetmememiz gerekiyor.” Buna karşın, İstanbul’un turizm sektöründe fiyat avantajını koruduğunu belirten Avdagiç, “Gastronomide fiyatlar yükselse de, İstanbul’daki otel fiyatları hâlâ Avrupa ortalamasının altında. Avrupa’da üç yıldızlı otel fiyatına, İstanbul’da beş yıldızlı otelde kalabiliyorsunuz.” dedi.
“THY’nin Boeing tercihinde tartışma yersiz”
Türk Hava Yolları’nın Boeing ile yaptığı yeni uçak anlaşmasına ilişkin tartışmalara da değinen Avdagiç, eleştirilerin yersiz olduğunu söyledi: “THY, 2033’e kadar filosunu 813 uçağa çıkarmayı planlıyor. Bu hem büyüme hem yenileme süreci. Rakiplerle rekabet edebilmek için yakıt verimliliği, bakım maliyeti ve müşteri memnuniyeti açısından yeni nesil uçaklar şart.” Boeing’in Türkiye’den daha fazla parça alımı yapması gerektiğini de vurgulayan Avdagiç, “Boeing ve Airbus gibi dev firmalar, sertifikalı ve büyük ölçekli tedarikçilerle çalışıyor. Türkiye’de bu ölçekteki firma sayısı hâlâ çok az. Kapasite ve sertifikasyon konularında daha hızlı ilerlemeliyiz” dedi.
“ABD ile ticaret dengesini lehimize çevirmek için fırsat oluştu”
ABD ile yapılan LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) anlaşmasına değinen Avdagiç, bu anlaşmanın Türkiye için stratejik bir koz olduğunu söyledi: “Bu yeni bir ithalat artışı değil, kaynak çeşitlendirmesi. ABD’den LNG alımıyla ticaret dengesini lehimize çevirebiliriz. Bu anlaşma, Amerika ile ilişkilerde elimizi güçlendirecek bir fırsat.” Avdagiç, Trump yönetiminin uyguladığı yüksek vergilere karşı bu tür enerji anlaşmalarının Türkiye’ye avantaj sağlayabileceğini ifade etti.
“Togg, Almanya’da büyük ilgi görüyor”
Avdagiç, Türkiye’nin yerli otomobili Togg’un Avrupa’daki etkisine de değindi. Almanya’da katıldığı fuarlarda aldığı izlenimleri paylaşan Avdagiç, şunları söyledi: “Togg, Almanya’da beklenenden çok daha büyük bir heyecan yaratmış durumda. Dayanıklılık testlerinden 5 yıldız aldı, bu son derece objektif bir gösterge. Volvo’nun güvenlik imajı nasılsa, Togg şu anda onun ötesine geçmiş durumda. Almanya’ya gönderilen her araç satılıyor, talep çok yüksek.”