İhracatçı sektörlerde döviz dönüşüm desteğinin 31 Ekim 2025’te sona ermesi endişe yaratıyor. Temmuz ayında yüzde 3’e çıkarılan ve özellikle emek yoğun sektörlere nefes aldıran destek programının uzatılmaması, üretim ve istihdam açısından riskli görülüyor. Sektör temsilcileri, mevcut oranın hem rekabet gücünü hem de ihracat performansını olumsuz etkilediğini belirterek, desteğin en az yüzde 5 ila 7,5 seviyesine yükseltilmesi çağrısında bulunuyor.
Döviz Dönüşüm Desteği 31 Ekim’de Sona Eriyor
Merkez Bankası tarafından uygulanan döviz dönüşüm desteği, ihracatçının döviz gelirlerini Türk Lirasına çevirmesi durumunda sağlanan bir teşvik niteliğinde. Firmalar, TL’ye çevirdikleri döviz tutarının yüzde 3’ü oranında destek alabiliyor. Ancak bu uygulama için ihracat bedelinin en az %35’inin TL’ye çevrilmesi ve firmaların banka aracılığıyla döviz satışı yaparken yeniden alım taahhüdünde bulunmamaları gerekiyor. Bu sistem, hem döviz arzını artırarak finansal istikrarı güçlendirmeyi hem de TL’ye güveni desteklemeyi amaçlıyor. Ancak ihracatçıların maliyet yükü arttığı için mevcut oranın yetersiz kaldığı vurgulanıyor.
“Destek Artmazsa İstihdam Riski Var”
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçılar Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca, döviz dönüşüm desteğinin sadece sürdürülmesinin değil, aynı zamanda artırılmasının da zorunlu olduğunu belirtti. Karaca, “Bugün imalata dayalı sektörlerde yatırım iştahı azalmış durumda. Kapasite kullanım oranları düşüyor, işletmelerde atıl kapasite sorunu büyüyor. Bu psikolojiyi canlandırmak için, döviz dönüşüm desteği en az yüzde 5 seviyesine çıkarılmalı” dedi. Karaca, yüksek faiz oranları, kur oynaklığı ve artan üretim maliyetlerinin sektörü zorlarken, düşük faizli finansman ve istihdamı koruyan teşvik mekanizmalarının yeniden tasarlanması gerektiğini de vurguladı.
“Türkiye Rekabet Gücünü Kaybediyor”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil ve hazır giyim sektörlerinin 2025’te rekabetçilikte ciddi daralma yaşadığını söyledi. “Türk tekstil sektörü yılda 12 milyar dolar ihracat yapıyor, 1 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Ancak 2025 itibarıyla enerji, istihdam ve finansman maliyetleri rakip ülkelere göre çok yüksek. TÜSİAD verilerine göre Türkiye’de ücretler yüzde 28, ara malları yüzde 6 ve finansman maliyetleri yüzde 95 daha fazla. Bu nedenle döviz dönüşüm desteği en az yüzde 7,5 seviyesine çıkarılarak devam ettirilmeli,” ifadelerini kullandı. Öksüz, mevcut yüzde 3 desteğin “simgesel kaldığını” ve özellikle dış ticaret fazlası veren sektörlerin sürdürülebilirliğini zayıflattığını belirtti.
“Net İhracat Üzerinden Yüzde 10 Olmalı”
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, desteğin sektörel yapıya göre yeniden tanımlanması gerektiğini savundu. Narbay’a göre mevcut model, ithalata dayalı üretim yapan sektörlere görece daha fazla avantaj sağlıyor; oysa yüksek yerli katkı oranına sahip sektörler bu sistemde dezavantajlı kalıyor. Narbay şöyle konuştu: “Hazır giyim gibi ithalat bağımlılığı düşük sektörlerde, yüzde 3’lük destek net ihracat bazında yalnızca yüzde 3,5 ila 4 seviyesinde kalıyor. Bu nedenle desteğin net ihracat üzerinden en az yüzde 10 oranında uygulanması gerekiyor.” Narbay, üretici şirketlerin kârlılığının büyük kısmının finansal maliyetlere gittiğini, bu durumun yeni yatırım ve istihdam yaratma kapasitesini ciddi şekilde kısıtladığını söyledi.
İhracatın Nabzı Teşvikte Atıyor
Sektör temsilcilerine göre, döviz dönüşüm desteğinin sona ermesi halinde,
- ihracatçıların nakit akışı bozulacak,
- rekabet gücü azalacak,
- üretim ve istihdam kaybı yaşanacak.
Uzmanlar, destek mekanizmasının 31 Ekim sonrasında da en az 6 ay süreyle uzatılması ve oranının kademeli olarak artırılması gerektiği konusunda hemfikir.