Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (FED), Ocak ayına yönelik faiz kararını açıklamaya hazırlanıyor. Küresel piyasalarda önemli bir belirleyici olan FED faiz kararı, yatırımcıların ve ekonomistlerin radarında. Enflasyon, istihdam ve büyüme gibi kritik veriler doğrultusunda şekillenen FED politikaları, küresel piyasalarda geniş yankı uyandırıyor. Peki, FED faiz kararı ne zaman açıklanacak? Ocak ayında faiz indirimi bekleniyor mu? İşte detaylar…
FED FAİZ KARARI HANGİ TARİHTE AÇIKLANACAK?
ABD Merkez Bankası (FED), 2025 yılının ilk faiz toplantısını 29 Ocak 2025 Çarşamba günü gerçekleştirecek. Toplantının ardından faiz kararı, yerel saatle 14:00’te (TSİ 22:00) açıklanacak. Kararla birlikte, FED Başkanı Jerome Powell’ın basın toplantısı düzenlemesi ve para politikasına ilişkin gelecek dönem projeksiyonlarını paylaşması bekleniyor.
FED toplantısı, piyasalarda yüksek bir dikkatle izlenirken, kararın etkilerinin sadece ABD ekonomisiyle sınırlı kalmayıp tüm dünya piyasalarında yankı uyandırması bekleniyor. Özellikle dolar kuru, hisse senetleri ve tahvil piyasalarındaki hareketlilik açısından bu karar kritik öneme sahip.
OCAK AYI FED FAİZ KARARI BEKLENTİLERİ
Ekonomistlerin genel beklentisi, FED’in Ocak ayı toplantısında faiz oranlarını sabit tutacağı yönünde. 2022 ve 2023 yıllarında gerçekleştirilen agresif faiz artırımlarıyla %5,25-%5,50 bandına yükselen politika faizi, 2024 yılında sabit tutulmuştu. Ancak 2025 yılı, faiz indirimlerinin kademeli olarak başlayabileceği bir yıl olarak öngörülüyor.
Uzmanlar, FED’in Ocak ayında bir faiz indirimi gerçekleştirmesinin düşük bir olasılık olduğunu belirtiyor. Bunun en önemli sebebi, FED’in enflasyonu hedef seviyeye düşürme çabalarını sürdürmesi. Ancak yılın ilerleyen dönemlerinde, özellikle yaz aylarından itibaren 50-75 baz puanlık kümülatif faiz indirimleri yapılabileceği tahmin ediliyor. Bu indirimlerin zamanlaması, enflasyonun ve ekonomik büyümenin seyrine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
FED’İN KARARLARINI ŞEKİLLENDİREN FAKTÖRLER
FED’in faiz kararlarında, enflasyon ve istihdam gibi ekonomik göstergeler kritik rol oynuyor. Son dönemde gelen veriler, ABD ekonomisinin güçlü bir şekilde büyüdüğünü ve iş gücü piyasasının dirençli olduğunu ortaya koysa da enflasyon oranlarının hedeflenen %2 seviyesinin üzerinde seyrettiği görülüyor. FED, “veri odaklı” bir yaklaşımı benimseyerek faiz kararlarını açıklıyor ve bu durum piyasalarda belirsizliği artırabiliyor.
FED’in Ocak ayı kararını şekillendirecek önemli faktörler arasında şunlar yer alıyor:
Enflasyon: En son açıklanan TÜFE ve ÜFE verileri, enflasyonun hala kontrol altında tutulması gerektiğini işaret ediyor.
İşsizlik oranı: ABD’de işsizlik oranı düşük seviyelerde seyrediyor ve bu da ekonominin gücüne işaret ediyor.
Tüketici harcamaları: Ekonomik büyümenin bir diğer göstergesi olan tüketici harcamalarındaki artış hızı da FED için önemli bir referans noktası.
Küresel ekonomik koşullar: ABD dışındaki ülkelerin ekonomik durumu ve gelişmekte olan piyasalardaki riskler de FED politikalarını etkileyebiliyor.
FED’İN İLERİYE DÖNÜK PARA POLİTİKASI
2025 yılında faiz indirim beklentileri güçlenmiş durumda. FED’in, enflasyonun kontrol altına alınmasında başarılı olması halinde, ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla faizleri kademeli olarak düşürmeye başlayacağı düşünülüyor. Uzmanlar, yılın ikinci yarısında toplamda 50-75 baz puanlık bir faiz indirimi gerçekleşebileceğini öngörüyor.
Öte yandan, FED’in faiz indirimleri konusunda aceleci olmayacağı ve küresel ekonomik dengeleri göz önünde bulundurarak adımlarını dikkatle atacağı ifade ediliyor. Özellikle Çin ekonomisindeki yavaşlama ve Avrupa’daki büyüme sorunları, FED’in kararlarını etkileyebilecek dış faktörler arasında.
FED’in Ocak ayı faiz kararı, küresel piyasalarda geniş yankı uyandıracak kritik bir gelişme. Yatırımcılar, faiz oranlarının sabit tutulacağına dair güçlü beklentilere sahip olsa da, yılın ilerleyen dönemlerinde indirimlerin başlayabileceği öngörülüyor. 29 Ocak 2025 tarihli toplantının ardından yapılacak açıklamalar, piyasalar için bir yol haritası çizecek. FED’in bu kararlarının sadece ABD değil, küresel ekonomiye de etkileri olması bekleniyor.
Yatırımcılar, piyasadaki belirsizliği en aza indirmek adına, FED kararlarını ve Jerome Powell’ın yapacağı açıklamaları yakından takip etmeli. Faiz kararı, yatırım stratejilerinin yeniden şekillenmesine yol açabilir.