Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sürpriz niteliğindeki 300 baz puanlık faiz indiriminin ardından uluslararası finans kuruluşları Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerini hızla yayımlıyor. Bu kapsamda Citi ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar, 24 Temmuz 2025 tarihli analizlerinde para politikasındaki yeni adımın etkilerini çok boyutlu olarak ele aldı.
Kurlar ve Dezenflasyon Stratejisi Yakın Mercek Altında
Citi, TCMB’nin reel efektif döviz kuru bazlı dezenflasyon stratejisine atıf yaparak, Merkez Bankası’nın döviz kurundaki gelişmeleri daha da yakından izleyeceğine dikkat çekti. Analizde, TL’nin değerine dayalı fiyat istikrarı çabasının sadece para politikası açısından değil, aynı zamanda finansal istikrar için de kritik bir unsur olduğu belirtildi. Citi, 300 baz puanlık indirim kararının piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde olduğunu vurgularken, söz konusu hamlenin Türkiye ekonomisi açısından “zor bir gevşeme patikasına” işaret ettiğini ifade etti. Yavaşlayan büyüme beklentileri ve yükselen işsizlik oranı, TCMB’nin sıkı para politikası uygulamalarını uzun süre sürdürebilmesini zorlaştıran başlıca faktörler olarak öne çıkarıldı.
Rezervlerde Kısmi Toparlanma Ama Sınırlı Alan
Mart ve Nisan aylarında sert düşüş gösteren döviz rezervlerinde son dönemde gözlemlenen toparlanmaya da değinen ekonomistler, buna karşın brüt rezervlerdeki döviz bileşeninin hâlâ Şubat 2025’teki 100,7 milyar dolarlık zirvenin altında kaldığını hatırlattı. Raporda, rezervlerin mevcut seviyesinin kırılgan olduğu ve kur şoklarına karşı “tampon işlevinin” henüz yeterli ölçüde sağlanmadığı vurgulandı. Citi'nin analizinde dikkat çeken bir başka unsur ise yerleşik yatırımcıların TL ağırlıklı portföy tercihlerinin olumsuz dışsal şoklara karşı kırılganlığı artırabileceği uyarısı oldu. Rapora göre, döviz kurlarında yaşanabilecek sert bir dalgalanma, yerli yatırımcılarda yeniden dövize yönelme eğilimini tetikleyebilir.
Ekonomide Çoklu Belirsizlikler
Analizde şu ifadelere yer verildi: “Bizim görüşümüze göre, belirtilen arka plan, yavaşlayan ekonomi, yüksek enflasyon ve azalan normalleşme ile birleştiğinde, gevşeme döngüsü için zorlu bir yol söz konusu.” Bu değerlendirme, TCMB’nin attığı adımların kısa vadeli bir rahatlama yaratmakla birlikte, orta vadeli riskleri azaltmak için daha temkinli bir strateji izlemesi gerektiği yönünde güçlü bir uyarı niteliği taşıyor.
Öte yandan Morgan Stanley de TCMB'nin faiz patikasına ilişkin beklentilerini güncelleyerek, yılın ikinci yarısında enflasyon ve döviz baskılarına bağlı olarak faiz indirimlerinin sınırlı kalacağına işaret etmişti. İki büyük küresel finans kurumunun değerlendirmeleri, TCMB’nin para politikası duruşunun piyasalarda dikkatle izlendiğini ortaya koyuyor.
