Küresel ekonomik durgunluk, enerji fiyatlarındaki artış ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar Türkiye’nin köklü savunma sanayi markalarından birini daha zora soktu. 1955 yılında kurulan ve 70 yılı aşkın süredir av tüfeği üretimi yapan Ata Silah Sanayi A.Ş., mali sıkıntılar nedeniyle konkordato talebinde bulundu. Şirkete bağlı olarak faaliyet gösteren ARMSAN Silah Sanayi ve Ticaret A.Ş. de aynı süreçten geçiyor.
Mahkemeden 3 Aylık Geçici Mühlet
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, iki şirket için 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verdi. Bu süre boyunca borçların yapılandırılması ve mali iyileştirme planlarının devreye alınması hedefleniyor. Mahkeme ayrıca konkordato sürecini denetlemek üzere 3 kişilik geçici komiser heyeti atadı.
Sektörün Önde Gelen İhracatçısıydı
Ata Silah Sanayi, Türkiye’nin en büyük av tüfeği üreticileri arasında yer alıyor. 75’ten fazla ülkeye ihracat yapan firma, yıllık 150 bin adet ateşli silah üretim kapasitesine sahip. Ürün portföyünde av tüfekleri, yarı otomatik ve pompalı modeller öne çıkarken, şirket 6 kıtada geniş bir müşteri ağına sahipti. 2006 yılında İstanbul’da kurulan ARMSAN ise özellikle yarı otomatik av tüfekleriyle tanınan, ihracatının büyük bölümünü Avrupa ve ABD pazarına yapan bir marka olarak biliniyor.
Krizde Başlıca Etkenler
- Sektör kaynakları, konkordato talebinin ardında üç ana neden bulunduğunu belirtiyor:
- Hammadde ve enerji maliyetlerinde hızlı artış
- Döviz kurundaki dalgalanmalar
- İhracat pazarlarında yaşanan talep daralması
Savunma Sanayinde Alarm Zilleri
Konkordato kararı, son dönemde farklı sektörlerden gelen iflas ve yeniden yapılandırma haberlerinin savunma sanayine de sıçradığını gösteriyor. Uzmanlara göre, ihracat ağı güçlü olsa bile küresel talep daralması, üretim maliyetlerindeki yükseliş ve finansmana erişimdeki zorluklar, sermaye yapısı zayıf şirketler için ciddi risk oluşturuyor.
Bu gelişmeyle birlikte, Türkiye’nin silah üretiminde önde gelen markalarından biri olan Ata Silah Sanayi ve bağlı kuruluşu ARMSAN, gelecek dönemde mali yapısını güçlendirecek adımlar atmaya odaklanacak. 3 aylık geçici mühlet süreci, bu adımların hayata geçirilmesinde kritik bir zaman dilimi olacak.
