Haziran ayında politika faizini 25 baz puan indirerek 4,25’e çeken Avrupa Merkez Bankası (ECB), temmuz ayı başında yaptığı yönlendirmelerde temkinli duruşunu yineledi. Başkan Christine Lagarde ve Kurul üyelerinden gelen açıklamalar, bankanın ikinci bir indirime hemen yönelmek yerine veri akışını dikkatle izleyeceğini ortaya koydu.
Enflasyon Hâlâ Radar Altında
ECB, Euro Bölgesi’nde enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu ancak henüz hedeflenen yüzde 2 seviyesine güvenli bir iniş gerçekleşmediğini belirtiyor. Özellikle hizmet sektörü enflasyonundaki inatçı seyir, banka nezdinde temkinli olmayı zorunlu kılıyor. Son açıklamalarda, "politikada aceleci davranmak yerine kalıcı fiyat istikrarı için dikkatli adımlar" vurgusu dikkat çekti.
Büyüme ve Talep Dengesinde Kırılganlıklar Var
Euro Bölgesi’nde sanayi üretimi, tüketici güveni ve perakende satışlar gibi göstergeler toparlanmaya başlasa da özel tüketim ve yatırım tarafında zayıf sinyaller sürüyor. Almanya ve Fransa başta olmak üzere çekirdek ülkelerde büyüme beklentileri sınırlı kalırken, ECB bu kırılgan toparlanmayı faiz indirimleriyle desteklemeyi hedefliyor — ancak hızlı bir gevşeme döngüsünün risklerine de dikkat çekiyor.
Piyasa Beklentileriyle Ayrışma
Piyasa aktörleri 2025 yılı sonuna kadar toplamda 75-100 baz puanlık faiz indirimi fiyatlarken, ECB bu beklentilerden daha ihtiyatlı bir patika çiziyor. Bazı üyeler, “birkaç ay boyunca faizleri sabit tutmanın” orta vadeli fiyat istikrarı açısından daha faydalı olacağını savunuyor. Euro ise bu mesajlar sonrasında dolar karşısında sınırlı değer kaybı yaşadı.
Veri Odaklı Para Politikası Dönemi
ECB'nin yaz aylarında izleyeceği rota, enflasyon verileri başta olmak üzere ücret artışları, enerji fiyatları ve jeopolitik gelişmelere bağlı olacak. Kurumun Temmuz sonunda veya Eylül ayındaki toplantılarında faiz indirimine devam etmesi için “net ve tutarlı bir dezenflasyon sinyali” aranıyor.
Değerlendirme: Temkinli İyimserlik Dönemi
ECB'nin Temmuz 2025 itibarıyla sergilediği politika yaklaşımı, hem enflasyonla mücadeleyi sürdürebilmek hem de resesyon riski doğurmamak adına dengeyi gözeten bir çizgide ilerliyor. Banka, finansal koşulları gevşetirken, kredibilitesinden ödün vermemeye kararlı. Bu da faiz indirimlerinin sınırlı ve zamana yayılarak gerçekleşeceği bir sürece işaret ediyor.
