Bugün döviz piyasasında dengeli ve sakin bir seyir hâkim. Amerikan Doları, Türk Lirası karşısında 42 TL civarında işlem görürken; Euro 48 TL bandında hareket ediyor. İngiliz Sterlini ise 55 TL seviyelerine yakın seyrediyor. Piyasa genelinde keskin bir dalgalanma olmaması, yatırımcıların temkinli duruşunu sürdüğünü gösteriyor. Kurların son günlerde yatay seyretmesinde birkaç temel unsur öne çıkıyor. Öncelikle, yurt içi ekonomik belirsizliklerin büyük ölçüde fiyatlara yansımış olması, yeni bir kırılma yaratacak gelişmelerin henüz gündeme gelmemesi dikkat çekiyor. Küresel ölçekte ise ABD Merkez Bankası’nın faiz politikası ve Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele adımları, döviz seyrini belirleyen ana faktörler arasında yer alıyor.
Yurt içinde Merkez Bankası’nın rezerv politikası ve likidite yönetimi, döviz arz-talep dengesini sınırlı ölçüde etkiliyor. Bu da kuru keskin sıçramalardan uzak, daha stabil bir bantta tutuyor.
Önümüzdeki Döneme Dair Beklentiler
Ekonomi çevreleri, kısa vadede kurda sert bir yükseliş beklemiyor. Ancak yılın son çeyreğinde dış ticaret açığı, enerji ithalatı ve küresel faiz politikalarındaki değişimler kur üzerindeki baskıyı yeniden artırabilir. Doların güçlenmesi, gelişmekte olan ülke para birimlerini zayıflatabileceği için TL açısından da dikkatli bir dönem yaşanabilir. Buna karşın, içeride enflasyonla mücadelede istikrar sağlanması ve mali disiplinin korunması durumunda TL’nin kısmen direnç göstereceği tahmin ediliyor. Kur istikrarı, özellikle ithalat ve ihracat yapan işletmeler için planlama açısından olumlu bir tablo yaratıyor. İthal girdi kullanan sektörlerde maliyet baskısı bir süreliğine azalmış durumda. Ancak ihracat tarafında kurun fazla durağan kalması, rekabet gücünü sınırlayabilir. Vatandaş açısından dövizdeki yatay seyir, kısa vadede fiyat artışlarının yavaşlamasına katkı sağlıyor. Ancak olası bir kur atağı, kredi ve tüketim maliyetlerinde yeni bir dalga yaratabilir. Döviz piyasası şu anda bir “bekleme ve denge” döneminden geçiyor. Büyük bir yön değişikliği beklenmiyor; ancak hem küresel faiz politikaları hem de iç dinamikler dikkatle izleniyor. Önümüzdeki haftalar, TL’nin bu sakinliğini koruyup koruyamayacağını belirleyecek.
