Küresel ekonomi, yüksek teknoloji üretiminde hayati öneme sahip nadir toprak elementleri kriziyle sarsılıyor. Çin’in bu kritik minerallerin ihracatına getirdiği yeni kısıtlamalar, dünya çapında 150 milyar dolarlık üretim kaybı riskini gündeme taşıdı. Bu gelişme, alternatif tedarik kaynaklarını ön plana çıkarırken Türkiye’nin Eskişehir Beylikova’daki 694 milyon tonluk rezervi küresel ilginin merkezine oturdu. Savunma sanayiinden yenilenebilir enerjiye, elektrikli araçlardan yapay zekâ çiplerine kadar uzanan 17 nadir element, modern sanayinin görünmeyen yapı taşlarını oluşturuyor.
Çin bugün, madencilikte yüzde 70, rafinasyonda yüzde 90 payla bu alanda açık farkla lider konumda. Ancak Pekin yönetiminin ihracat kontrollerini sıkılaştırması, tedarik zincirlerinde alarm zillerini çaldırdı. Goldman Sachs’ın analizine göre, nadir toprak arzında yüzde 10’luk bir kesinti dahi 150 milyar dolarlık küresel ekonomik kayba neden olabilir. Bu durum, Türkiye gibi kaynak zengini ülkeleri Batı’nın yeni yatırım rotasına dönüştürüyor.
Türkiye’nin Kozu: Beylikova Rezervi
Eskişehir Beylikova’daki rezerv, dünya çapında bilinen en büyük ikinci nadir toprak elementi sahası olarak öne çıkıyor. Yapılan jeolojik analizlerde neodim, seryum, praseodim ve itriyum gibi stratejik öneme sahip elementlerin yüksek yoğunlukta bulunduğu tespit edildi. Bu elementler;
- Elektrikli araç motorlarında,
- Rüzgâr türbinlerinde,
- Yüksek güçlü mıknatıslar ve işlemcilerde,
- Savunma ve uzay teknolojilerinde kullanılıyor.
Ankara ile Washington arasında bu sahada teknolojik iş birliği ve yatırım temaslarının başladığı kulislerde konuşuluyor. Uzmanlar, doğru teknolojik altyapı ve çevreci işleme yöntemleriyle Türkiye’nin Çin’e bağımlı tedarik zincirinde “güvenli ortak” rolüne yükselebileceğini belirtiyor.
ABD Asya’da Anlaşma Peşinde
ABD Başkanı Donald Trump, Kasım ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’le görüşmeden önce Asya turuna çıkıyor. Malezya, Japonya ve Güney Kore ile “kritik mineraller anlaşmaları” imzalanması bekleniyor. Amaç: Çin’in tekelini kırmak ve tedarik ağını çeşitlendirmek. Bu çabalar Batı’nın gözünü Türkiye, Avustralya ve Kanada gibi alternatif kaynaklara çevirdi. Çin’in ekim ayında beş yeni elementi daha ihracat kontrol listesine dahil etmesi, küresel savunma, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde doğrudan maliyet baskısı yarattı. Uzman tahminlerine göre, arzda yüzde 1’lik bir azalma elektrikli araç maliyetlerini yüzde 2,5 artırıyor. Bu da hem üretim maliyetlerini hem de nihai satış fiyatlarını yukarı çekiyor.
Türkiye İçin Fırsat Penceresi
Ekonomi çevrelerine göre bu kriz, Türkiye için sadece madencilikte değil, teknoloji ve savunma sanayinde yerlileşme sürecini hızlandırabilecek bir fırsat anlamına geliyor.
Doğru yatırım modeliyle Türkiye;
- Batı’nın kritik mineral tedarik haritasında kilit ülke olabilir,
- Yüksek teknoloji üretiminde bölgesel merkez haline gelebilir,
Enerji dönüşümü sürecinde jeostratejik ağırlığını artırabilir.
Uzmanlar, bu sürecin yalnızca ekonomik değil, jeopolitik bir yeniden konumlanma fırsatı olduğuna dikkat çekiyor.