Deutsche Bank Araştırma Enstitüsü, 200 yıllık küresel yatırım performansını inceleyen kapsamlı bir rapor yayınladı. 56 ülkenin ekonomik verilerine dayanan araştırma, uzun vadede en yüksek kazancı sağlayan yatırım aracını ortaya koyarken, nakdin en zayıf performansa sahip varlık sınıfı olduğunu da gözler önüne serdi.
Nakit değer kaybediyor, hisse senetleri zirvede
Araştırmaya göre, nakit varlıklar acil durumlarda önemini korusa da uzun vadede yıllık ortalama yüzde 2 değer kaybediyor. Buna karşın, banka mevduatları yüzde 1,9 getiri, devlet tahvilleri yüzde 2,6 getiri, hisse senetleri ise yüzde 4,9 getiri sağladı. Uzmanlar, kısa vadede hisse senetlerinin dalgalanabileceğini ancak son 150 yılda ABD piyasasında hiçbir 25 yıllık dönemde nakdin hisseyi geçemediğini belirtti.
Enflasyona karşı en güçlü koruma: Hisse senetleri
Deutsche Bank verileri, yüksek enflasyon dönemlerinde bile hisse senetlerinin reel getirilerini koruyabildiğini ortaya koydu. Enflasyon yüzde 9’a kadar yükselse dahi, hisse senetleri uzun vadede yatırımcısına makul kazançlar sunmaya devam ediyor. Ancak, çift haneli enflasyon oranlarında performans kaybı yaşanabiliyor. Bloomberg analizine göre, tahvillerin reel getirilerinin yükselmesi için merkez bankası faizlerinin yüzde 4’ün üzerine çıkması gerekiyor. Ancak şu anda Avrupa Merkez Bankası’nda faiz oranı yüzde 2 civarında, ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası’nda ise yüzde 4 seviyesinde seyrediyor. Bu da yatırımcı açısından tahvillerde “ucuz alım” fırsatının sınırlı olduğu anlamına geliyor.
Altın, son yıllarda parladı
Raporun dikkat çekici bir diğer bulgusu, altının uzun vadede tarihsel ortalamanın üzerinde getiri sağlaması. Altın, 200 yıllık ortalamada yıllık yüzde 0,4 getiri sunarken; 1971 sonrası dönemde bu oran yüzde 4,75’e, 1999’dan itibaren ise yüzde 7,4’e yükseldi. Böylece altın, son çeyrek yüzyılda ABD hisse senetlerinin yüzde 5,8’lik ortalama performansını geride bıraktı. Uzmanlar, bu performansın sürdürülebilir olmadığını ancak altının portföy çeşitliliğinde stratejik bir denge unsuru olduğunu vurguladı. Deutsche Bank ekonomistleri, yatırımcıların duygusal değil fiyat döngülerine göre stratejik davranmaları gerektiğini belirtti. Rapor, yatırımcıların bir varlık sınıfına ucuzken yatırım yapmaları, fiyatlar yüksekken ise pozisyonlarını azaltmaları gerektiğini hatırlatarak son 200 yılın temel yatırım prensibini bir kez daha doğruladı.