Küresel piyasalarda, ABD başkanlık seçimlerinin yaklaşması ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yıl sonuna kadar atacağı adımlara ilişkin belirsizlikler nedeniyle negatif bir seyir izleniyor. Yatırımcıların odağında enflasyonla mücadele ve Fed’in faiz politikalarındaki olası değişiklikler yer alırken, piyasalarda risk iştahı giderek zayıflıyor.
Fed’in Yol Haritası Belirsiz
ABD ekonomisinde “yumuşak iniş” olasılığı, piyasalarda bir süredir konuşulmaya devam etse de, Fed'in enflasyonla mücadelede nasıl bir strateji izleyeceğine dair belirsizlikler yatırımcıları tedirgin ediyor. Ülkede açıklanan makroekonomik veriler ve bilanço sezonunda büyük şirketlerin finansal sonuçları, ABD ekonomisinin hala güçlü bir performans sergilediğini gösterse de, enflasyonun beklenenden daha yavaş düşebileceği öngörülüyor. Bu durum Fed'in faiz indirimlerine beklenenden daha temkinli yaklaşabileceği sinyalleri veriyor.
Son olarak açıklanan Fed'in Bej Kitap raporu, ABD genelinde ekonomik faaliyetin sabit kaldığını ve enflasyonun ılımlı seyrini sürdürdüğünü belirtti. Bu rapor, Fed'in faiz politikalarına ilişkin belirsizliklerin daha da derinleşmesine yol açtı. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, Fed’in gelecek ay 25 baz puan faiz indirimi yapmasına kesin gözüyle bakılmaya devam edilse de, aralık ayındaki faiz indirimi beklentileri önemli ölçüde zayıfladı. Geçen hafta aralık ayında faiz indirimi kesin gibi görünürken, şimdi bu olasılık yüzde 65’e kadar gerilemiş durumda.
Başkanlık Seçimlerinde Siyasi Belirsizlik
ABD’de başkanlık seçimlerine yönelik yapılan anketler, iki adayın kritik eyaletlerde başa baş yarıştığını gösteriyor. Bu durum, siyasi belirsizliği artırırken, piyasalardaki risk iştahını da azaltıyor. Seçim sonuçlarına yönelik artan belirsizlikler, yatırımcıların temkinli hareket etmesine ve kısa vadeli pozisyonlardan kaçınmasına neden oluyor.
Dolar talebinin arttığı bu dönemde, ABD 10 yıllık tahvil faizleri yükselişini sürdürüyor. Dolar endeksi 30 Temmuz’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak 104,6 seviyesine çıktı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise üç günlük artış trendini devam ettirerek yüzde 4,26’ya kadar yükseldi.
Avrupa’da Ekonomik Endişeler
Avrupa borsaları da ABD'deki gelişmelere paralel olarak negatif bir seyir izliyor. Resesyon endişelerinin devam ettiği Avrupa'da, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, veri odaklı karar almaya devam edeceklerini belirtirken, Avrupa'da tahvil piyasalarında satış baskısı devam ediyor. Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizi, son 1,5 ayın en yüksek seviyesine çıkarak yüzde 2,339’a ulaştı.
ECB’nin aralık ayında faiz indirimi yapacağı beklentisi piyasalarda hâkim olurken, 50 baz puanlık bir indirimin de fiyatlamalara dahil olduğu gözleniyor. Avrupa’da makroekonomik veriler yatırımcıların radarında kalmaya devam ediyor. Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere borsaları dün günü negatif tamamladı.
Asya Piyasalarında Karışık Seyir
Asya piyasalarında, Japonya hariç negatif bir görünüm hakim. Çin ekonomisine yönelik endişeler devam ederken, bugün açıklanan Japonya verileri de ekonomik aktivitedeki yavaşlamayı gözler önüne serdi. Japonya’da imalat ve hizmet sektörü PMI verileri aktivitenin daraldığını gösterdi.
Gün sonunda, Japonya Nikkei 225 endeksi yüzde 0,2 artış gösterirken, Güney Kore, Çin ve Hong Kong borsaları günü negatif kapattı.
Borsa İstanbul’da Düşüş Sürüyor
Yurt içinde ise Borsa İstanbul (BIST 100) dün günü yüzde 1,4 düşüşle kapattı. Dolar/TL ise yatay bir seyir izleyerek 34,2770 seviyesinden işlem görmeye devam ediyor. Analistler, yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantı özetinin ve dünya genelinde açıklanacak PMI verilerinin takip edileceğini belirtiyor. BIST 100 endeksinde 8.700 ve 8.500 seviyeleri destek olarak izlenirken, 8.800 ve 8.900 seviyeleri direnç olarak öne çıkıyor.
Piyasalarda Beklenti
Analistler, Fed’in faiz politikaları, ABD seçimlerindeki belirsizlik ve Avrupa’da resesyon endişelerinin piyasalarda fiyatlamaları zorlaştırdığını vurgularken, yatırımcıların en azından ABD seçimleri sonuçlanana kadar “bekle-gör” stratejisi izleyebileceğini ifade ediyor.
Bu gelişmeler ışığında, küresel piyasalarda volatilitenin devam etmesi bekleniyor. Yatırımcılar, özellikle Fed’in yıl sonuna kadar atacağı adımlara ve seçim sonuçlarına odaklanmış durumda.