Son yıllarda Türkiye ekonomisinde hızla artan enflasyon ve tüketim eğilimleri, kredi kartı piyasasında da tarihi seviyeleri beraberinde getirdi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi ve Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, 2021 sonunda 567 milyar TL olan kredi kartı toplam limiti, 2025 yılı Mayıs ayı itibarıyla 9 trilyon 919 milyar TL’ye yükseldi. Bu artış, sadece finansal değil, sosyolojik bir dönüşümü de gözler önüne seriyor: Türkiye’de artık 1 milyonun üzerinde “kart milyoneri” var.
Kart Limitleri ve Bakiyeler Patladı
2021 sonu ile 2025 Mayıs dönemi karşılaştırıldığında:
- Kart limiti: 567 milyar TL → 9,9 trilyon TL (17,5 kat artış)
- Kart bakiyesi: 206 milyar TL → 2,2 trilyon TL (11 kat artış)
- Aylık işlem hacmi: 104,7 milyar TL → 1,77 trilyon TL
Kredi kartı piyasasındaki bu büyüme, bireysel tüketimin önemli bir kısmının kredi kartları üzerinden döndüğünü gösteriyor. Ancak bu büyüme, yalnızca işlem hacmiyle sınırlı değil; limit ve limit kullanımı bakımından da büyük bir değişime işaret ediyor.
1,5 Milyon Kişi 1 Milyon TL Üzeri Limite Sahip
2025 yılı itibarıyla kredi kartı sahiplerinin sayısı 39,4 milyon kişiye ulaştı. Yeni tasnife göre;
- 1 milyon TL ve üzeri karta sahip kişi oranı: Yüzde 4
- Toplam kart milyoneri sayısı: 1 milyon 576 bin kişi
Bu kişilerin kredi kartı limitlerindeki payı, yüzde 30 ile en yüksek seviyeye çıktı. Sayıca azınlıkta olsalar da, açılan toplam limitin üçte birini bu grup kullanıyor. Ayrıca milyonluk kartların doluluk oranı da yüzde 26 ile ortalamanın üzerinde.
Limitler Uçtu, Gelir Artışı Geride Kaldı
Gelir ile kredi kartı limiti arasındaki uçurum da giderek büyüyor:
- 2021’de kart sahiplerinin ortalama geliri: 86.200 TL
- 2025’te kişi başına gelir: 507.600 TL
- Kart limit artışı (3 yılda): Yüzde 1.274
- Gelir artışı (3 yılda): Yüzde 488
Yasal düzenlemeye göre kredi kartı limitleri, bireyin aylık ortalama gelirinin 2 ila 4 katı arasında olmalı. Ancak mevcut kart limiti toplamı, teorik üst sınırı aşarak 6,54 trilyon TL olması gereken limiti 2024 sonunda 7,8 trilyon TL’ye taşımış durumda.
Limitler Artarken Doluluk Oranı Azaldı
İlginç bir detay da limit kullanım oranlarında ortaya çıktı:
- 2021 sonunda limit doluluk oranı: Yüzde 36
- 2025 Mayıs’ta doluluk oranı: Yüzde 22
Bu düşüş, özellikle banka sisteminin limitleri geniş tutarak kredi kartlarını bir “nakit yerine geçen güvence aracı” haline getirdiğini gösteriyor. Yani kartlar daha çok kullanılmak için değil, ihtiyaç halinde erişilecek bir kaynak olarak görülüyor.
Gelir Dağılımı Eşitsizliği Derinleşiyor mu?
Kart milyonerleriyle ilgili istatistikler, aynı zamanda gelir eşitsizliğine dair de önemli ipuçları veriyor. Kredi kartlarında en düşük limit grubunda (0–25 bin TL) yer alan bireylerin oranı yüzde 23 ile en büyük grubu oluştururken, bu gruptaki kartların doluluk oranı yüzde 40 ile en yüksek seviyede. Bu da düşük gelirli kesimin kredi kartını zorunlu tüketim için kullandığını gösteriyor.
Kartlar Sınır Tanımıyor, Riskler Büyüyor
Türkiye’de kredi kartı piyasası sadece tüketim eğilimlerini değil, aynı zamanda finansal riskleri ve sosyal katmanları da yeniden tanımlıyor. Limitlerin büyüklüğü, krediye erişimin kolaylaşması gibi görünebilir; ancak gelirle orantısız artan limitler, ilerleyen dönemde bireysel borçluluk riski, gelir eşitsizliği ve sürdürülebilirlik sorunlarını da beraberinde getirebilir.
Bu veriler, kredi kartlarının artık bir ödeme aracının ötesine geçip, bireysel finansman aracı haline geldiğinin en somut göstergesi. Özellikle enflasyonist ortamda kredi kartları, hem fırsat hem de risk olarak iki ucu keskin bir kılıç gibi masada duruyor.
