Fitch Ratings, Moody’s ve S&P Global gibi devlerin 2025 yılı değerlendirme takvimlerini açıklamasıyla, ekonomideki makroekonomik dengelenme ve reformların etkisiyle kredi notunda artışların sürebileceği beklentisi güçlendi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Fitch Ratings, Moody’s ve Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin 2025 yılına ilişkin kredi notu ve görünüm güncellemelerinin olası tarihlerini açıkladı. Ekonomideki makroekonomik dengelenme süreci ve reform adımları, Türkiye'nin kredi notlarında artış beklentisini güçlendiriyor.
Kredi Derecelendirme Takvimleri Açıklandı
Moody’s, 2025 yılı değerlendirme takvimine göre, Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü 24 Ocak ve 25 Temmuz tarihlerinde gözden geçirecek. Fitch Ratings ise 31 Ocak ve 25 Temmuz tarihlerinde güncellemeler yapmayı planlıyor. S&P Global’in takviminde, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerin 25 Nisan ve 17 Ekim tarihlerinde yapılması öngörülüyor.
Bunun yanında, Capital Intelligence (CI) Türkiye’yi 16 Mayıs ve 14 Kasım’da, Scope ise 30 Mayıs ve 24 Ekim tarihlerinde değerlendirecek.
Her ne kadar bu tarihler açıklansa da kredi derecelendirme kuruluşları, takvim dışı değerlendirmeler de yapabiliyor. Moody’s’in mevcut durumda Türkiye’nin kredi notunu “B1” ve görünümünü “pozitif” olarak değerlendirdiği biliniyor. Fitch Ratings, 9 Eylül’de Türkiye’nin notunu “B+”dan “BB-”ye yükseltirken görünümünü durağan olarak belirlemişti. S&P Global ise 1 Kasım’da Türkiye’nin notunu “B+”dan “BB-”ye çıkararak görünümünü “pozitif”ten “durağan”a çevirdi.
Türkiye, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının bir yılda iki kez not artırdığı dünyadaki tek ülke konumunda bulunuyor.
Makroekonomik Dönüşümün Etkisi
İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında makroekonomik dengelenme açısından önemli adımlar attığını ve bu sürecin not artışlarının temelini oluşturduğunu belirtti.
“Para politikasındaki sıkılaşma, enflasyonun düşüş sürecine girmesi, Türk lirasına talebin artması ve Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışın büyük ölçüde sağlanması gibi unsurlar dikkat çekiyor. Ayrıca dış ticaret açığı ve cari işlemler açığındaki daralma, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımları bu dengeyi güçlendirdi” diyen Aslanoğlu, 5 yıllık kredi risk primi (CDS) gibi göstergelerdeki sert düşüşün finansal piyasalardaki olumlu algıyı pekiştirdiğini vurguladı.
Reformlar ve Politika Belirleyici Olacak
Aslanoğlu, para politikasındaki normalleşmenin not artırımlarında belirleyici bir faktör olduğunu ifade ederek, 2025 yılında maliye politikası ve yapısal reformların daha ön plana çıkacağını belirtti. “Siyasi ve jeopolitik risklerin düşük seyretmesi de not artırımları açısından kritik önem taşıyor. Tersine gelişmeler, notların yatay seyretmesine neden olabilir” dedi.
2025 İçin İki Kademe Not Artışı Beklentisi
Pariterium Danışmanlık Kurucusu İsmet Demirkol, 2024 yılında Türkiye’nin kredi notlarının sıkı para politikası, enflasyondaki düşüş ve cari işlemler dengesindeki iyileşme gibi nedenlerle artırıldığını hatırlatarak, 2025 için daha güçlü bir beklentiye işaret etti.
“Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervlerinin 50 milyar doların üzerine çıkması, kısa vadeli borçların ödenmesinde risk oluşmaması gibi göstergeler Türkiye’nin not artırımı sürecini destekledi. 2025 yılında tüm kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarına devam etmesini ve yılın tamamında iki kademe artış görmeyi bekliyoruz” dedi.
2025’e Yönelik Umutlar ve Belirsizlikler
Türkiye’nin ekonomideki başarısının devamı, yapısal reformlar ve politik istikrar ile doğrudan ilişkili olacak. Kredi derecelendirme kuruluşlarının beklentileri, Türkiye’nin uluslararası alandaki ekonomik güvenilirliğini artırdığına işaret ederken, jeopolitik riskler ve olası ekonomik dalgalanmalar ise bu sürecin önündeki temel engeller arasında yer alıyor.