Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının önemli göstergelerinden biri olan kısa vadeli dış borç stoku, 2025 yılı Mayıs ayında yeniden artışa geçti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan verilere göre, kısa vadeli dış borç (KVDB) stoku bir önceki aya kıyasla yüzde 1,2 oranında yükselerek 170,3 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu artış, son dönemlerde dış borç dengesine yönelik endişeleri yeniden gündeme taşıdı.
Kalan Vadeye Göre Stok 222,3 Milyar Dolara Ulaştı
Mayıs ayı itibarıyla vadesine 1 yıl ve daha az süre kalan yükümlülüklerin yer aldığı "kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku", 222,3 milyar dolara çıktı. Bu kapsamda, Türkiye'nin kısa vadeli dış yükümlülüklerinde ciddi bir çevrim baskısı oluşabileceğine dair yorumlar artıyor.
Bankacılık Sektörü Kaynaklı Borçlar Azalırken, TL Mevduatlar Arttı
Bankalar kaynaklı kısa vadeli borç stoku mayıs ayında yüzde 1,1 artışla 73,9 milyar dolara yükseldi. Ancak bankaların yurt dışından kullandığı kısa vadeli krediler yüzde 7,8 azalarak 12 milyar dolara geriledi. Buna karşın, yurt dışı yerleşiklerin Türk bankalarındaki Türk Lirası cinsinden mevduatları, aylar sonra ilk kez ciddi bir artış göstererek yüzde 9,9 oranında artışla 22,7 milyar dolara ulaştı.
Yurt dışı yerleşik bankaların yurt içindeki toplam mevduatları ise yüzde 1,2 azalarak 18,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu tablo, döviz bazlı borçların yavaşladığı, ancak yerli para cinsinden dış ilginin arttığına işaret ediyor.
Reel Sektör Borçları Artışta
Bankacılık dışı sektörlerin kısa vadeli dış borcu mayısta yüzde 2 artarak 66,8 milyar dolara çıktı. Özellikle dış ticaret işlemlerine dayalı ticari krediler 62,1 milyar dolarla en büyük payı oluştururken, nakit kredi yükümlülükleri yüzde 25,5 gibi dikkat çeken bir artışla 4,7 milyar dolara yükseldi.
Döviz Kompozisyonu Dikkat Çekiyor
Kısa vadeli dış borç stokunun döviz dağılımı Türkiye'nin döviz risk profiline de ışık tutuyor. Buna göre:
- Yüzde 35’i Amerikan doları
- Yüzde 27’si Euro
- Yüzde 23’ü Türk lirası
- Yüzde 15’i ise diğer döviz cinslerinden oluşuyor.
Bu dağılım, özellikle döviz kuru oynaklıklarına karşı kırılganlığı artırabilecek bir yapının varlığına işaret ediyor.
Ne Anlama Geliyor?
Kısa vadeli dış borçtaki artış, Türkiye ekonomisinin dış kaynaklara olan bağımlılığının sürdüğünü gösteriyor. Özellikle global faiz ortamının sıkılaştığı, döviz likiditesinin daraldığı bir dönemde bu tür borç yükümlülükleri finansal istikrar açısından yakından izlenmeli. Öte yandan TL bazlı dış kaynak girişindeki artış ise yatırımcıların kur riskine karşı temkinli bir strateji izlediğini yansıtıyor.
Ekonomik Göstergelerle Uyumlu Strateji Şart
Piyasa uzmanları, kısa vadeli dış borçların yönetiminde daha aktif bir risk azaltma stratejisi ve uzun vadeli finansman yapısına geçişin önemine dikkat çekiyor. Döviz bazlı yükümlülüklerin çevrim riskine karşı güçlü rezerv pozisyonu ve çeşitlendirilmiş borçlanma araçları önümüzdeki dönemde kilit rol oynayacak.