Türkiye’nin mobil iletişim altyapısında büyük bir değişim kapıda. Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesinde faaliyet gösteren TÜRKSAT, 2026 yılının ilk çeyreği sona ermeden Türkiye’nin dördüncü mobil operatörü olarak hizmet vermeye hazırlanıyor. Yeni operatörün sektörde rekabeti artırması ve fiyat politikalarını dengelemesi bekleniyor.
Rekabet Sıkıştı, Fiyatlar Uçtu
Son yıllarda Türkiye’de mobil iletişim hizmetleri hem fiyat hem performans açısından yoğun eleştirilere maruz kaldı. Artan enflasyonun da etkisiyle, Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom’un sunduğu hizmetlerdeki fahiş fiyat artışları tüketicinin tepkisini çekti. Sektördeki bu üç oyuncunun ikisinin TVF’ye ait olması, rekabetin doğası konusunda soru işaretlerini büyüttü.
TÜRKSAT Sahneye Çıkıyor
Şimdi sahne sırası TÜRKSAT’ta. Uydu yayıncılığı ve kablo hizmetleriyle tanınan şirket, yeni bir yapılanma süreciyle mobil iletişim sektörüne adım atmaya hazırlanıyor. 2026 yılına kadar mobil altyapısını kurması beklenen şirket, gerekli yasal düzenlemelerin ardından faaliyet izni alacak. Yapılacak değişiklikle TÜRKSAT’ın yayıncılık ve kablo hizmetleri mevcut yapısından ayrılarak, mobil operatör faaliyetleri için yeni bir kurumsal yapı oluşturulacak. Bu yapının hisseleri yine Türkiye Varlık Fonu kontrolünde olacak.
Yasal Zemin Meclis'e Geliyor
Yeni yasama döneminde Meclis’e sunulması planlanan düzenleme, TÜRKSAT’ın mobil operatör olarak piyasaya girişine yasal altyapı sağlayacak. Tasarının geçmesiyle birlikte şirketin 2026 yılının ilk çeyreğinde hizmet vermeye başlaması öngörülüyor.
Ne Değişecek?
Yeni bir oyuncunun pazara girmesi, mobil sektörde dengeleri değiştirebilir. Özellikle:
- Fiyat rekabeti artabilir
- Altyapı yatırımları hızlanabilir
- Hizmet kalitesi iyileşebilir
- Kırsal alanlara erişim daha kolay hale gelebilir
Ancak yeni operatörün, var olan büyük üçlüyle rekabet edebilmesi için hem güçlü bir altyapı yatırımı hem de agresif bir fiyat politikası izlemesi gerekecek. TÜRKSAT’ın sahaya inmesi, tüketici için umut verici ancak sektör için ciddi bir test niteliğinde. Aynı fondan çıkan dördüncü bir operatörün rekabeti nasıl şekillendireceği ise asıl soru. Gerçek rekabet, yalnızca yeni bir ismin piyasaya girmesiyle değil, bu ismin serbest piyasa kuralları içinde hareket etmesiyle sağlanabilir. Tüketici cephesinde ise beklenti net: Daha uygun fiyat, daha yüksek kalite, daha erişilebilir hizmet.
