Dolar hakimiyetinde çöküş sinyali: 30 yılın dibi

Küresel ekonomide doların tahtı sallanıyor. IMF verilerine göre, ABD dolarının dünya merkez bankalarının döviz rezervlerindeki payı 30 yılın en düşük seviyesine indi. Uzmanlar, bu düşüşün sadece kur hareketlerinden değil, küresel “dolar bağımlılığının” azalmaya başlamasından da kaynaklandığını belirtiyor

Küresel finans sisteminde dengeler yeniden değişiyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ABD dolarının dünya merkez bankalarının döviz rezervleri içindeki payı 30 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu düşüş, yalnızca rezerv tercihlerindeki kayma değil, aynı zamanda doların küresel çapta zayıflamasının da bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

IMF’nin yayımladığı son rapora göre, 2025’in ortası itibarıyla doların küresel rezervlerdeki payı %56,3 seviyesine indi. Bu oran, Mart sonuna göre 1,5 puanlık bir düşüş anlamına geliyor. Doların payı, 2001’de ulaştığı %72,7’lik zirveden bu yana kademeli bir düşüş eğilimi içinde.

Düşüşün arkasındaki neden: Kur etkisi

IMF ekonomistleri Glen Kwende, Erin Nephew ve Carlos Sanchez-Munoz’un hazırladığı analize göre, söz konusu düşüşün yaklaşık %92’si döviz kuru hareketlerinden kaynaklanıyor.
Yani merkez bankaları ellerindeki dolar miktarını azaltmadı; ancak doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesi, rezervlerin dolar cinsinden toplam değerini düşürdü.

Bloomberg’in analizinde, bu gerilemenin “doların sert değer kaybının doğal sonucu” olduğu vurgulandı. Dolar endeksi yılın ikinci çeyreğinde Euro karşısında %9, İsviçre Frangı karşısında %11, Sterlin karşısında ise %6 değer kaybetti.

Trump politikaları ve faiz baskısı etkili oldu

Uzmanlara göre, doların bu yılki zayıflamasında eski ABD Başkanı Donald Trump’ın politikaları önemli rol oynadı. Trump yönetiminin gümrük tarifelerini artırması, bütçe açığını büyütecek vergi indirimleri ve ABD Merkez Bankası (Fed) üzerindeki faiz indirimi baskısı, doların küresel değerini aşağı çekti.

Bu durum, yalnızca döviz piyasalarını değil, merkez bankalarının rezerv tercihlerini de etkiledi. Euro, Japon Yeni ve İsviçre Frangı gibi alternatif rezerv para birimlerinin yanı sıra altın da yeniden güvenli liman konumuna yükseldi.

Euro’nun payı hızla artıyor

IMF verilerine göre, 2025’in ikinci çeyreğinde Euro’nun küresel rezervlerdeki payı %21’e yükseldi. Bu, 2021’den bu yana en yüksek oran. Euro’nun değer kazanması, doların payındaki düşüşü kısmen dengeledi.

Analistler, bu trendin önümüzdeki dönemde devam etmesini bekliyor. Zira birçok ülke, enerji ticaretinden borçlanma araçlarına kadar geniş bir yelpazede “dolar dışı alternatiflere” yöneliyor.

Küresel sistemde yeni denge arayışı

Merkez bankalarının toplam döviz rezervi 12 trilyon doları aşarken, doların ağırlığının azalması küresel finans sisteminde çok kutuplu bir para düzeni oluştuğuna işaret ediyor.
Bu eğilim, son yıllarda Çin Yuanı, Hindistan Rupisi ve Rus Rublesi gibi yerel para birimlerinin bölgesel ticarette daha fazla kullanılmaya başlamasıyla da örtüşüyor.

Ekonomistlere göre, “dolar hâlâ küresel rezerv para” statüsünü koruyor; ancak bu statü artık eskisi kadar tartışmasız değil. Küresel rezervlerde yaşanan bu değişim, hem ekonomik hem de jeopolitik güç dengelerinde yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor.

İLGİLİ HABERLER