Kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadele, küresel sistemin en kritik güvenlik başlıklarından biri olmaya devam ederken, Türkiye'nin bu alandaki yol haritasını belirleyen Ulusal Risk Değerlendirme Raporu (URD) yayımlandı. Raporu değerlendiren eski MASAK Başkanı Osman Dereli, risk haritasında kripto varlık hizmet sağlayıcılarının en kırılgan alanlardan biri haline geldiğini vurguladı.
Yükselen Dijital Tehdit: Kripto İşlemler “Aklama” Aracı Haline Geldi
Finansal Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından yönlendirilen ve MASAK tarafından yayımlanan son risk değerlendirmesine göre, kripto varlıklar, dolandırıcılık, yasa dışı bahis, terör finansmanı ve uyuşturucu ticareti gibi yüksek riskli suçlardan elde edilen gelirlerin “aklanmasında” giderek daha çok kullanılmaya başladı. Osman Dereli’ye göre kripto piyasalar, özellikle teknolojik altyapısı zayıf olan ülkelerde daha fazla suiistimale açık. Dereli, “Dolandırıcılıktan yasa dışı bahise kadar birçok suç türünde, kripto varlıklar iz sürmesi zor ve hızlı transfer yapılabilir yapıları nedeniyle tercih ediliyor” açıklamasını yaptı.
Bankacılık Sektörü Yüksek Riskli Ama Uyumlu
Raporda bankacılık sektörü, doğası gereği yüksek riskli gruplar arasında sayılıyor. Ancak sektördeki önleyici tedbirlerin uygulanma düzeyi, riskin kontrol altında tutulmasını sağlıyor. Özellikle kredi kartı işlemleri, online para transferleri ve bireysel krediler aracılığıyla gerçekleşen hareketlerin düzenli denetimi, farkındalık düzeyini artırmış durumda. Buna karşın, “yüz yüze olmayan işlemler”, sanal POS kullanımı ve bireysel kredilerin kötüye kullanılması hâlâ ciddi denetim ihtiyacı doğuruyor.
Yasa Dışı Bahis ve Kumar: Sanal POS’larla Aklanıyor
İnternet üzerinden yürütülen yasa dışı bahis ve kumar faaliyetleri, sanal POS cihazları ve üçüncü şahıs hesapları aracılığıyla kayıt dışı ekonomiye büyük miktarda para akışı sağlıyor. Dereli, son yıllarda sanal POS’ların özellikle düşük vergi denetimi ve hızlı işlem yeteneği nedeniyle yasa dışı finansman işlemlerinde sıkça kullanıldığını ifade etti.
Uyuşturucu ve Suç Örgütleri: Nakit ve Kripto El Ele
Raporda uyuşturucu imal ve ticareti suçları, hem kara para aklama hem de terörün finansmanı açısından başlıca tehdit unsuru olarak tanımlanıyor. Dereli’ye göre bu alandaki gelirler, yalnızca suç örgütleri değil, terör finansmanı ağlarının da öncelikli kaynağı. Bu işlemlerde hem nakit kullanımı hem de kripto cüzdanlar birlikte kullanılarak takip zinciri parçalanıyor ve tespit zorlaşıyor.
Kuyumculuk ve Yetkili Müesseseler: Nakit Risk Hâlâ Yüksek
Rapor, geleneksel sektörlerde de riskin sürdüğüne dikkat çekiyor. Özellikle kuyumculuk sektörü, yüksek tutarlı nakit işlemler ve anonim alım-satımlar nedeniyle “orta-yüksek riskli” grup olarak tanımlanıyor. Sektör, dolandırıcılık ve kaçakçılık gibi suçlara dayalı gelirlerin sistem içine sokulmasında hâlâ önemli bir araç konumunda. Yetkili müesseseler (döviz büroları) ise çoklu para birimi işlemleri ve yüksek hacimli fiziki hareketler nedeniyle kayıt dışı değer transferi için suistimale açık alanlar arasında yer alıyor.
Stabil Kripto Paralar: Terör Finansmanı İçin Tehdit Büyüyor
Raporun en dikkat çeken bölümlerinden biri ise stabil kripto varlıklar (stablecoin) ile ilgili. Osman Dereli, bu dijital varlıkların değer oynaklığı düşük olduğu için terörün finansmanında daha cazip hale geldiğini belirtiyor. Hızlı işlem, düşük iz bırakma ve kur riski taşımama gibi avantajlar, stablecoin’leri yasa dışı ağlar için cazip hâle getiriyor.