Türkiye’de konut piyasası, nominal artışlara rağmen enflasyon karşısında reel kayıplar yaşamaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Haziran 2025 Konut Fiyat Endeksi verileri, gayrimenkul yatırımının enflasyona karşı korunma gücünde ciddi bir erime olduğunu ortaya koydu.
Yıllık Artış Yüzde 32,8, Enflasyonun Gerisinde
TCMB verilerine göre, Haziran ayında konut fiyat endeksi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 32,8 oranında artış gösterdi. Ancak aynı dönemde TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yıllık yüzde 35,05 olarak gerçekleşti. Bu tablo, konutun reel getiride negatif seyrettiğini ve yatırımcılar açısından alım gücünü koruma özelliğinin azaldığını işaret ediyor.
Aylık Artış Sınırlı Kaldı
Haziran ayında konut fiyatlarında aylık bazda artış yüzde 2 seviyesinde kaydedildi. Bu oran, önceki aylarda görülen daha yüksek aylık artış trendinin yavaşladığına işaret ediyor. Konut piyasasında hem alıcı hem satıcı kanadında daha temkinli bir duruş dikkat çekiyor.
Üç Büyük İl: Fiyatlar Yükselse de Reel Kazanç Yok
İstanbul, Ankara ve İzmir özelinde değerlendirilen endeksler de benzer bir tablo ortaya koydu:
- İstanbul: Aylık artış yüzde 2,2; yıllık artış yüzde 32,7
- Ankara: Aylık artış yüzde 2,3; yıllık artış yüzde 42,1
- İzmir: Aylık artış yüzde 3,1; yıllık artış yüzde 31,8
Ankara, yıllık bazda en yüksek fiyat artışının yaşandığı şehir olurken, İzmir en düşük artışı kaydeden büyükşehir oldu. Ancak tüm illerde konut fiyat artışları enflasyonun altında kaldı.
Ne Anlama Geliyor?
Konut fiyatlarının enflasyonun gerisinde kalması, yatırımcılara reel kayıp yazıldığı anlamına geliyor. Özellikle son iki yılda konuta yatırım yapmayı enflasyona karşı korunaklı bir liman olarak gören bireysel yatırımcılar açısından bu eğilim dikkat çekici. Ayrıca konut kredisi faiz oranlarının yüksek seviyelerde seyretmesi de konut talebini baskılamaya devam ediyor.
Önümüzdeki Dönem Beklentileri
Uzmanlara göre konut fiyatlarında nominal artış trendi devam etse de, enflasyon karşısında reel kazanç elde etmek kısa vadede zor olacak. Öte yandan, yeni sosyal konut projeleri, konut arzının artması ve finansman maliyetlerindeki olası düşüşler, piyasada dengeleyici bir rol oynayabilir. Konut piyasasındaki bu reel erime, yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yönelmesini de beraberinde getirebilir. Özellikle mevduat, altın ve hisse senedi piyasalarının performansı, konut yatırımlarına olan ilgiyi şekillendirecek temel unsurlar arasında yer alıyor.
