Türkiye’de boşanma artık sadece duygusal değil, ciddi bir ekonomik kriz başlığına da dönüşmüş durumda. Adliyelerin en yoğun dosya türlerinden biri olan boşanma davaları, artan yargı ve avukatlık maliyetleri nedeniyle vatandaşın belini büküyor. Uzmanlara göre özellikle çekişmeli boşanmalarda ortaya çıkan tablo, “ayrılmanın bile artık bir lüks” olarak görülmesine yol açıyor. 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen boşanma istatistiklerindeki artış dikkat çekiyor. Her yıl yaklaşık 200 bin çift evliliğini sonlandırıyor. Bu artış, adliyelerdeki iş yükünü artırırken, boşanmanın maddi bedeli de her geçen gün daha ağır hale geliyor.
Sadece harçlar 4 bin liraya dayandı
Güncel verilere göre bir boşanma davasının sadece mahkeme masrafları yaklaşık 4 bin lirayı buluyor. Buna avukatlık ücretleri eklendiğinde tablo daha da çarpıcı hale geliyor. Anlaşmalı boşanmalarda avukat ücretleri 50 bin liradan başlıyor. Çekişmeli boşanmalarda ise bu rakam 150 bin lirayı aşabiliyor. Nafaka, velayet, mal paylaşımı ve maddi-manevi tazminat taleplerinin devreye girmesiyle birlikte toplam maliyet için net bir üst sınırdan söz etmek neredeyse imkânsız hale geliyor.
Uzayan davalar maliyeti katlıyor
Çekişmeli davalarda sürecin aylar, hatta yıllar sürmesi; bilirkişi raporları, ek duruşmalar ve itirazlarla birlikte masrafları katlıyor. Hukukçular, özellikle ekonomik gücü sınırlı olan vatandaşların bu süreçte ciddi bir finansal çıkmaza girdiğini vurguluyor. Türkiye’nin haberine göre, artan maliyetler nedeniyle boşanmak isteyen birçok kişi ihtiyaç kredisi çekmek zorunda kalıyor. Bazı dosyalarda tarafların, “boşanabilmek için borçlanmayı” göze aldığı belirtiliyor. Uluslararası veriler de Türkiye’deki tabloyu ortaya koyuyor. Divorce Ajansı’nın verilerine göre Türkiye’de boşanma oranı 2,1 olarak ölçüldü. Bu oranla Türkiye, 30 ülke arasında 18’inci sırada yer aldı. Boşanmanın en sık yaşandığı şehirler İstanbul, Ankara ve İzmir olurken; Hakkâri, Şırnak ve Muş gibi illerde oranlar daha düşük seviyelerde seyrediyor. Uzmanlar bu farkta sosyoekonomik yapı, geleneksel aile ilişkileri ve şehirleşme düzeyinin etkili olduğuna dikkat çekiyor.
“Hukuki süreç sosyal bir soruna dönüştü”
Hukukçulara göre boşanma davalarındaki maliyet artışı, sadece yargı sistemiyle ilgili değil; aynı zamanda sosyal bir sorun. Ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle evliliklerini resmiyette sonlandıramayan çiftlerin sayısının arttığına işaret eden uzmanlar, bu durumun ilerleyen yıllarda daha karmaşık hukuki ve toplumsal sorunlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor. Özetle, Türkiye’de boşanma artık yalnızca bir hukuk meselesi değil; ekonomik koşulların belirlediği, borçlanarak çıkılan bir süreç haline gelmiş durumda. Bu tablo, “aile” başlığı altında yürütülen politikaların sahadaki gerçeklikle yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor.
