Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye’nin atık yönetimi ve geri dönüşüm vizyonunu değiştirecek yeni gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. Sakarya'da pilot uygulamayla başlayan Depozito İade Sistemi (DİS), artık 7 coğrafi bölgede daha aktif şekilde kuruluyor. Bakan Kurum, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Depozito İade Makinelerimizin kurulumuna; Sakarya'nın ardından; Erzurum, Mersin, Gaziantep, Samsun, İzmir ve Konya'da da başladık. Depozito Yönetim Sistemi ile artık atıklar doğaya değil, DOA'ya gidecek” ifadelerini kullandı. Böylece Türkiye genelinde geri dönüşümün dijitalle entegre edildiği, çevre dostu bir adım daha atılmış oldu.
DOA Nedir?
DOA (Depozito Yönetim Sistemi), geri dönüştürülebilir içecek ambalajlarının iade edilerek, doğaya zarar vermeden sisteme geri kazandırılmasını sağlayan yeni nesil bir çevre uygulaması. Cam, plastik ve alüminyum ambalajlar üzerindeki karekodlar sayesinde tüketiciler, içecek ambalajlarını özel makineler aracılığıyla iade edebiliyor. Bu sistemle birlikte vatandaşlara puan veya nakit ödül verilmesi de planlanıyor.
Hedef: Sıfır Atıkta Yeni Seviye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yürütülen "Sıfır Atık" projesinin önemli bir ayağı olan DOA, 2025 yılı sonuna kadar ülke genelinde yaygınlaştırılacak. Şehir merkezleri, üniversiteler, AVM’ler, toplu taşıma noktaları ve kamu binaları başta olmak üzere, yüksek insan trafiğine sahip lokasyonlara depozito iade makineleri kuruluyor.
Hem Ekonomiye Katkı Hem Çevreye Fayda
Depozito sistemiyle birlikte, bir yandan çevre kirliliğinin önüne geçilirken, diğer yandan geri dönüşüm ekonomisine ciddi katkı sağlanması hedefleniyor. Bakanlık yetkililerine göre sistem tam anlamıyla oturduğunda yıllık yaklaşık 20 milyar ambalajın geri kazanımı sağlanabilecek. Bu da binlerce ton atığın doğaya karışmadan yeniden kullanılması anlamına geliyor.
Bakan Kurum’dan Çağrı
Murat Kurum açıklamasında, tüm vatandaşlara çevre bilinciyle hareket etme çağrısında da bulundu: “Her iade ettiğimiz ambalajla yalnızca doğayı değil, geleceğimizi de koruyoruz. Herkesin el birliğiyle bu sürece sahip çıkması büyük önem taşıyor.”
