Altın Türkiye’ye yaradı: Merkez Bankası rezervine 21 milyar dolarlık katkı

Altının uluslararası piyasalarda yüzde 27’den fazla değer kazanması, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 766,7 tonluk altın rezervine 21 milyar dolarlık katkı sağladı. Döviz rezervlerindeki düşüşe rağmen altın, rezervlerin yarısından fazlasını oluşturur hâle geldi. Piyasada bu gelişme, Berat Albayrak döneminde getirilen altınların stratejik etkisiyle yorumlanıyor

Berat Albayrak döneminde yurda getirilen altınlar, Mehmet Şimşek döneminde rezerve değer olarak geri döndü. Altının 2025 yılında uluslararası piyasalarda gösterdiği güçlü performans, Türkiye ekonomisine kayda değer bir katkı sağladı. Yılın ilk yedi ayında altının ons fiyatı yaklaşık yüzde 27 artarken, bu yükseliş Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kasasında tuttuğu 766,7 tonluk altın rezervine 21 milyar dolarlık ek değer olarak yansıdı.

Altın Değeri Arttı, Rezerv Dengesi Değişti

2025 başında toplam rezervlerin yüzde 41,5’ini oluşturan altın, döviz rezervlerindeki düşüş ve altın fiyatlarındaki artış sayesinde bugün itibarıyla toplam rezervlerin %50,6’sına ulaştı. Altın rezervinin dolar karşılığı da yıl başında 64,3 milyar dolar seviyesindeyken Temmuz ortası itibarıyla 85,3 milyar dolara çıktı. Uzmanlara göre bu artış, özellikle döviz rezervlerinin aynı dönemde yaklaşık 7,5 milyar dolar gerilemesiyle birlikte, TCMB rezervlerinin iç bileşiminde altının rolünü stratejik hale getirdi.

Albayrak Döneminde Atılan Adım Bugün Etkisini Gösterdi

Piyasada dikkat çeken yorumlardan biri de, bu altın rezervinin önemli bir kısmının Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde Türkiye’ye getirilmiş olması. O dönemde ABD, İngiltere ve İsviçre’de bulunan 350 tonluk altın Türkiye’ye fiziki olarak getirilmiş ve bu karar uzun süre kamuoyunda tartışılmıştı. Bugün gelinen noktada, bu altınların içeride tutulmasının ekonomik güvenlik ve rezerv yapısı açısından olumlu sonuçlar doğurduğu görülüyor. Kimi çevrelerde bu durum “Albayrak’tan Şimşek’e altın mirası” şeklinde yorumlanıyor.

Küresel Eğilim Tersine Dönüyor

Öte yandan Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2025 yılında merkez bankalarının altın alımlarında önceki yıla göre düşüş yaşandı. Ekonomist Mahfi Eğilmez, konuyla ilgili yaptığı paylaşımda, altın talebinde küresel ölçekte azalma gözlenmesine rağmen Türkiye’nin mevcut stokunun değer kazanarak rezerv pozisyonuna katkı sunduğunu vurguladı. Mart 2025’te yaşanan bazı siyasi gelişmelerin (örneğin İBB operasyonu) ardından, dövize yönelen iç talep nedeniyle Merkez Bankası rezervlerinde sert düşüşler yaşanmıştı. 2 Mayıs’ta brüt rezervler 138 milyar dolara kadar gerilemiş, sonrasında alınan faiz kararları ve sıkılaşma tedbirleriyle birlikte 14 Temmuz itibarıyla yeniden 168,5 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Bu süreçte altın, istikrarlı değer artışıyla rezervlerin önemli denge unsuru oldu.

Uzman Yorumu: “Rezervin Stratejik Sigortası Altın Oldu”

Ekonomi çevrelerine göre, altının rezervdeki payının artması sadece değerlemeden ibaret değil; aynı zamanda TCMB’nin dış şoklara karşı daha dayanıklı hale gelmesinin de bir göstergesi. Jeopolitik risklerin ve ticaret gerilimlerinin artmaya devam ettiği bir dönemde, altın rezervi Türkiye için stratejik bir sigorta görevi görüyor. Altın, bu yıl sadece yatırımcının değil, merkez bankalarının da güvendiği liman olmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yıllardır elinde tuttuğu bu altın rezervi, 2025 yılında uluslararası gelişmelerin ve piyasa dinamiklerinin desteğiyle ülke ekonomisine net 21 milyar dolarlık katkı sağladı.

İLGİLİ HABERLER