Türkiye’nin köklü tekstil markalarından Gönültaş Çorap ve Örme Sanayi Ltd. Şti., yarım asrı aşan üretim geçmişine rağmen yaşadığı finansal sıkıntıları aşamayarak konkordato başvurusunda bulundu.
Şirket hakkında mahkeme tarafından 3 aylık geçici mühlet kararı verildi. 1965 yılında Bedri Gönültaş tarafından kurulan Gönültaş Çorap, küçük bir atölyede yalnızca iki kişiyle başlayan üretim sürecini zamanla dev bir tesise dönüştürmüştü. Bugün 800’ü aşkın çalışanıyla faaliyet gösteren şirket, yıllık 55 milyon çift çorap ve 3 milyon adet dikişsiz iç giyim üretim kapasitesine sahipti. Marka; Şirin, Elite Life, Elite Life Men, Serfino ve Cool Berry gibi ürünleriyle hem Türkiye’de hem de Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında bilinirlik kazanmıştı. Toplamda 17 ülkeye ihracat yapan şirket, özellikle son beş yılda uluslararası markalarla ortak projelerde yer alarak dikkat çekmişti.
Geçici Mühlet Kararı ve Süreç
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 20 Ekim 2025 tarihinde verdiği kararla şirket hakkında 3 aylık geçici mühlet kararı aldı. Karara göre, bu süreçte Gönültaş Çorap’ın mal varlığı korunacak ve şirketin finansal yapısını toparlayabilmesi için gerekli tedbirler uygulanacak. Alacaklılar, ilan tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz dilekçesi vererek konkordato talebinin reddini isteyebilecek. Mahkeme, ilk duruşmayı 20 Ocak 2026 tarihinde yapmayı planlıyor.
Mali Krizin Nedenleri
Gönültaş Çorap’ın konkordato kararı almasının arkasında;
- Artan üretim ve enerji maliyetleri,
- Döviz kurlarındaki oynaklık,
- İç talepteki daralma,
- Yüksek finansman maliyetleri
gibi unsurların etkili olduğu belirtiliyor.
Uzun yıllardır ihracat gücüyle ayakta kalan şirketin, küresel ekonomik durgunluk ve yurtiçi mali baskılar karşısında direnç kaybettiği değerlendiriliyor.
Sektörde Zincirleme Etki Endişesi
Tekstil sektörü temsilcileri, Gönültaş Çorap’ın konkordato kararını “sektör genelindeki finansal sıkışıklığın yeni bir göstergesi” olarak yorumluyor. Benzer ölçekteki birçok üreticinin, yüksek girdi maliyetleri ve daralan iç pazar nedeniyle benzer risklerle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Ekonomistler ise bu sürecin yalnızca tekstil değil, emek yoğun sanayi kollarında da domino etkisi yaratabileceği uyarısında bulunuyor.
