Karl Marx Kimdir Karl Marx Hayatı Görüşleri ve Eserleri

Karl Marx Kimdir Karl Marx Hayatı Görüşleri ve Eserleri

16 Ocak 2020 0 Yazar: Emine Zaman

Karl Marx 1818 yılında Trier’de dünyaya gelmiş, 1883’te Londra’da hayatını kaybetmiştir. Alman filozof Marx, ekonomik çalışmaları ve felsefeleriyle tarihe büyük iz bırakmıştır. Sosyoloji ve sosyal bilimleri başlatan isimler arasında yer almaktadır. Karl Marx’ın ekonomi alanında yaptığı çalışmalar, emek- sermaye ilişkisi, emek ve ekonomi kavramlarını anlamada temel oluşturmaktadır. En çok bilinen eserleri arasında Das Kapital ve Komünist Manifesto yer almaktadır. Marx, hakkında en çok eser yazılan kişiler sıralamasında ilk sırada yer almaktadır. Karl Marx Kimdir Karl Marx Hayatı Görüşleri ve Eserleri hakkında haberimizde detaylı bilgi bulabilirsiniz.

Karl Marx Kimdir Karl Marx Hayatı!

Marx’ın felsefesi ve toplum düşüncesi onu dönemindeki diğer düşünürlerden farklı kılmaktadır. Karl Marx’ı diğer düşünürlerle polemiği genellikle eleştiri üzerinden olmuş ve bu yüzden “toplum bilimlerinde eleştirel metodun ilk büyük düşünürü” olarak adlandırılmıştır. Marx spekülatif felsefeyi, metafiziği ideoloji ile eşitleyerek eleştirmiş ve bu yaklaşımı uyarlayarak Marx anahtar bulguları ideolojik önyargıdan ayırmaya uğraşmıştır. Bu uğraşı Marx’ı, dönemindeki düşünürlerden farklı kılmıştır.

Marx’ın İnsan Doğası Kuramı

Karl Marx sermayenin despotizmini çözümlemek için yola koyulmuştur. Bu yaklaşımı ile de yine farkını ortaya koymuştur. Temel olarak Marx, insanları ve nesneleri içine alan insanlık tarihinin, insan doğasının dönüşümünü kapsadığını dile getirmektedir. Marx’a göre insanlar kullandıkları ve potansiyel olarak bulundurdukları özlerini fark etmektedirler. Marx insan doğası teorisinde insanların kendi doğalarını oluşturma yahut şekillendirme yeteneğine sahip olduğunu dile getirmektedir. İnsan doğası yerine “gattungswesen” kavramını kullanmaktadır. Gattungswesen “varlık türü” ya da “tür özü” şeklinde çevrilmektedir. Bütünsel bir insan anlayışına sahip olan Karl Marx, insanı yabancılaşmamış durumuna dönmeye, doğa ile, başka insanlar ve toplum ile kaynaşmaya muhtaç olan bir varlık olarak görmüştür. Marx’ın insan doğası teorisi, onun komünizm anlayışında, kapitalizm eleştirisinde ve maddecilik anlayışında önemli yer edinmiştir.

Karl Marx’ın Tarih Anlayışı

Karl Marx tarihsel meteryalizm kuramı ile toplumun her daim temel olarak maddi koşullara göre şekil aldığını dile getirmektedir. Marx, insanların öncelikle yaşamını sürdürmek gayesi ile (yemek, içmek, barınmak gibi) ilişkiye girdiklerini belirtmiştir. Marx, Batı toplumlarının gelişmesini ve geleceğini dört döneme ayırarak açıklamakta, 5. dönem olarak da gelecekte yaşanacağını varsaydığı komünizm dönemini öngörmektedir. John Stuart Mill kimdir buradan göz atabilirsiniz.

1- İlkel Komünizm

Avcı ve toplayıcı dönemde ortak paylaşılan mülkiyete ve ilkel demokrasiye dayalı kooperatif aşiretler ve kabilelerin yaşadığı dönemdir.

2- Kölelik

Kabile hayatından şehir devlete geçilen, kölelik, aristokrasi, özel mülkiyet anlayışlarının doğduğu ve tarımın yaygınlaştığı dönemdir.

3- Feodalizm

Aristokrasinin (kral da bu sınıfa dahil) yönetici sınıf haline geldiği, dinin önemli bir yere sahip olduğu dönemdir.

4- Kapitalizm

Bu dönemde burjuva sınıfı yönetici haline gelmiş, proletarya ise ezilen sınıf olmuştur. Politik sistemde parlamenter demokrasi yaygın olarak kullanılmıştır. Üretim araçları çoğunlukla özel mülkiyettedir ve piyasa ekonomisi işlemiştir.

5- Komünizm

Bu dönem işçilerin devrim yaparak kapitalist sisteme karşı geldikleri, devletsiz, sınıfsız ve mülkiyetsiz bir toplum yarattıkları dönemdir.

karl-marx-kimdir-karl-marx-gorusleri-

Karl Marx görüşleri ile pek çok kişiyi etkilemiştir.

Karl Marx’ın Politik Ekonomi Görüşü

Karl Marx’a göre kapitalizmin en belirgin niteliği, insanın kendi emeğine yabancılaşmasıdır, yani metafetişizmine dönüşen süreç. Kapitalizmden önce Avrupa piyasalarında üreticiler ile tüccarlar mal alıp satmaktaydılar. Kapitalist üretim tarzının gelişmesi ile birlikte emek bir meta (mal) halini almıştır. Artık bir ürünün değil, emeğin değeri ölçülmeye ve fiyatı belirlenmeye başlamıştır. Emek, insanın zanaatçılığından çıkarak, sistemin devamlılığını sağlayan, alınıp satılabilen bir araç haline gelmiştir. Proletarya sınıfını emeğini satmak zorunda olanlar, burjuva sınıfını ise para vererek bu emeği satın alan, mülk ve üretim teknolojisine sahip olanlar oluşturmaktadır. Proleterler tabii ki kapitalistlerden sayıca daha fazladır.

Karl Marx endüstriyel kapitalistler ile tüccar kapitalistlerin arasında fark olduğunu belirtmektedir. Tüccar aldığı bir malı, başka bir piyasada, arz talep dengesine göre daha yüksek fiyattan satar. Böylece bir arbitraj oluşur. Kapitalistler ise üretilen maldan bağımsız olarak emek piyasası ile piyasa arasındaki farklılıktan yararlanmaktadır. Karl Marx her başarılı maliyet endüstrisinde birim maliyet girdisi ile birim fiyat çıkışı arasında fark bulunduğunu belirtmektedir. Bu fark artı değer olarak tanımlanmakta ve bu değer kaynağını işçinin ürettiği artı emekten almaktadır. Kapitalist kazancın esas bölümünü işte bu değer oluşturur.

Marx, burjuvanın daha önce tarihte rastlanmamış bir devrimci role sahip olduğunu dile getirmektedir. Bu durum kapitalist ürerim sürecinin yaşayacağı krizleri tamamı ile engelleyebileceklerini göstermemektedir. Ekonominin büyümeye endeksli olması, teknolojinin hızla gelişmesi ve kârın arttırılması gerekliliği, kapitalizmi belirli dönemlerle krize götürmektedir. Karl Marx’a göre bu gelişim, büyüme, kriz; gelişim, büyüme döngüsü her seferinde daha büyük bir krize sebep olmaktadır. Bunun yanı sıra, kapitalist günden güne daha zenginleşmeye çalışacak ve işçi de daha çok ezilecektir. Çünkü, artı değeri artı emek oluşturur. Bu durumun sonunda proletarya üretim araçlarına el koyacak ve herkese eşit biçimde dağıtacaktır. Bu sistemde uzlaşma mümkün değildir, çünkü, bu uzlaşma sınıf farklılığını ortadan kaldırabilecek güçte değildir. Marx kapitalistlerin uzlaşmayı düşünmek yerine eskiye dönebilmek için şiddete başvuracaklarını dile getirmektedir. Bu geçiş sürecinde Karl Marx, organize olmuş bir devrimci gurubun ortaya çıkarak idareyi ele alması gerektiğini belirtmektedir.

Marx bir eleştirisinde;

Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında birinden ötekine devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Buna da bir siyasal geçiş dönemi tekabül eder ki, burada devlet, proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başkası olamaz.” demiştir.

Karl Marx’ın Etkilendiği İsimler Kimlerdir?

Karl Marx’ın etkilendiği isimleri şu şekilde sıralayabiliriz…

– Adam Smith ve David Rivardo’nun siyasi ekonomi düşüncelerinden, (ekonominin babası Adam Smith için de buraya göz atabilirsiniz.)

– Georg Willhelm Friedrich Hegel’in felsefesinden,

– Fransız sosyalist düşüncesinden, Jean- Jacques Rousseau gibi…

– Erken Alman felsefi materyalizminden,

– Friedrich Engels’in işçi sınıfı analizinden etkilenmiştir.